2020 LGS ANALİZİ VE GERÇEKLER

 20 Haziran 2020'de yapılan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava 1 milyon 472 bin 303 öğrenci katıldı. Sınava girme zorunluluğu olmamasına rağmen 1 milyon 671 bin 337 sekizinci sınıf öğrencisinden % 88'i sınava katıldı. Geçen yıla göre sınava katılan öğrenci sayısında % 43' e yakın artış gerçekleşti. Bu sistemin en önemli hedeflerinden biri "merkezi sınava girecek öğrenci sayısını azaltmaktı". Ancak sınava giren öğrenci sayısında azalma hedefi gerçekleşmediği gibi aksine sayıda her yıl artış gözleniyor.

OKULDA BAŞARILI OLAN SINAVDA DA BAŞARILI

2020 LGS' de 42 ilden 181 öğrenci soruların tümünü yaparak 500 tam puan aldı. 2019 yılında bu sayı 565 olmuştu.

Okulların sınav başarıları incelenirken; bireysel olarak tam puan alan öğrencilerin sayılarının yanı sıra ilk yüzdelik dilimlere giren öğrenci sayılarına ve okul puan ortalamasına da bakılması gerekir. Puanların 100 ile 500 arasında değiştiği dağılımda öğrencilerin yüzde 7,85'i 400-500 aralığında puan aldı. Öğrencilerin en yoğun bulunduğu puan aralığı  oldukça aşağılarda (yüzde 56) 200-299 olarak belirlendi.

Sınav puanlarının Türkiye ortalaması ise 286 olarak hesaplandı.

2020 LGS merkezi sınav sonuçlarında¸ okul derslerinde başarılı öğrencilerin okul başarı puanları ile merkezi sınavdan aldıkları puanlar arasında, geçen yıllara nazaran daha düşük bir korelasyon olsa da doğrusal bir ilişki olduğu belirlendi.

ORTALAMALAR NEDEN DÜŞÜK?

Bu yıl, merkezi sınavda soru sayısına oranla en fazla ortalama doğru cevap verilen ders fen bilimleri (10,21), en düşük ortalama doğru cevap verilen ders ise yabancı dil (3,53) oldu. Derslerin "net ortalamalarına" bakıldığında durum iç açıcı değil. Sadece birinci dönem konularından sorumlu olmalarına rağmen 20 soruluk Türkçe net ortalaması (7,44), 10 soruluk T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük net ortalaması ise ancak  (3,86) olabilmiş. Öğrenciler matematik (2,55) ve yabancı dil (2,56) alt testlerinin netlerinde ise tam anlamıyla "dökülmüşler"  İlkokul yıllarından beri "sözde" üzerinde önemle durulduğu vurgulanan yabancı dil eğitimi konusunda başarısızlık çok açık ortada.

ANNE VE BABANIN EĞİTİMİ KADAR BAŞARILISIN

Çocukların eğitimdeki performanslarının, ebeveynlerinin sosyoekonomik ve kültürel durumlarından bağımsız olması; eğitimde "fırsat eşitliğinin" önemli göstergelerinden biridir. Bu konuda 2020 LGS merkezi sınav sonuçları "acı bir gerçeği" yüzümüze vuruyor;  MEB'in resmi verilerine göre; merkezi sınavda, anne-baba eğitim düzeyi arttıkça öğrencilerin sınav puanları da artıyor. Eğitim düzeyi ilkokul olan bir anne ile lisansüstü düzeyinde eğitimi olan annenin çocukları arasında yaklaşık 120 puanlık bir fark bulunuyor.  İşin en üzücü tarafı ise; tüm ulusal ve uluslararası sınavlarda benzer sonuçlarla karşılaşılıyor olması.

YERLEŞTİRME SİSTEMİ YENİLENMELİDİR

Sekizinci sınıfta okuyan öğrencilerden sadece %10'u  "nitelikli okul" hayaline kavuşurken geriye kalanlar adreslerine göre bir okula yerleştirilecek. Ancak bu öğrencilerin karşısına bu kez de zorunlu tercih dayatmaları çıkacak. Mevcut sistemde, istedikleri okul tercihine yerleşemeyen, imam hatip veya meslek liselerine gitmek istemeyen öğrencilerin "açık lise, mesleki eğitim merkezi (çıraklık eğitim) ya da özel okullara" gitmekten başka seçenekleri bulunmuyor. Son üç yıldır gözlenen sonuçlar, eğitim sistemimizdeki, "temel eğitimin zayıflığı, fırsat eşitsizliğinin artması, okullar ve bölgeler arası farklılıkların derinleşmesi" gibi yapısal sorunların devam ettiğini gösteriyor. Uygulanmakta olan mevcut LGS sistemi; kendi içinde adaletsizlikler barındıran, "özel okullara ve imam hatiplere" öğrenci yönlendirme üzerine kurulduğu iddiaları ile kamuoyunu kaygılandıran bir konuma doğru uzanıyor. Böyle bir sistemi zorlayarak sürdürme ısrarı; toplumda ve çocuklarımızda önemli hasarlara yol açabilir. Ulusal egemenliğe kavuşmamızın 100. yılında; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bayram armağan ettiği tüm çocuklarımızın, bilimsel ve demokratik değerlere göre düzenlenmiş program içerikleriyle; eşit koşullarda en iyi eğitimi alma hakları vardır. Bu nedenle eğitim konusunu her türlü siyasi ihtirasların dışında, partiler üstü bir konu olarak ele alın ve lütfen “çocukları üzmeyin, ağlatmayın...”