Halk Müziğinin dev ismi Hüseyin Turan, Yazarımız Cem Aksu’ya sanat ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.  Turan; “Türküler toplumu düşünmeye sevk ettiği için zaman zaman iktidarlar tarafından önü kapatılarak yol almıştır. Şu an ulusal medyada popüler kültürün dayatması hakim. Ancak günümüzde dijital ortamın kolay ulaşılabilirliği türkülerin daha çok dinlenmesini de sağladı” dedi.

Hüseyin Turan kimdir? Nerelidir? Bize ailenizden ve çocukluk yıllarınızdan bahseder misiniz?

1967 yılında Erzincan’ın Tercan ilçesine bağlı Beykonak köyünde doğdum. 8 kardeşin 5 numarasıyım. Köy ortamında geçirdiğim güzel bir çocukluk çağı ve sonrasında ilkokul 1’den sonra İzmir’e göç ettim.

Müziğe olan ilginiz nasıl başladı? Sizi yönlendiren ya da yeteneğinizi keşfeden biri oldu mu? Kaç yaşlarındaydınız ve neden halk müziğine yöneldiniz? Ailenizin tutumu ne oldu?

Müziğin içine doğdum diyebilirim. Köy düğünlerinde bana türkü söylettiklerini hatırlayabiliyorum. Daha sonra okul yıllarımda öğretmenlerim hep bu yönümü keşfettiler. Boş zamanlar ve derslerde bana türkü söyletirlerdi. Herhangi bir yönlendirme hatırlamıyorum. Halk müziğine yönlenmem tamamen içinde yaşadığım kültürün etkisi.

Siz aynı zamanda halk oyunlarında da başarılı bir kariyeri olan sanatçısınız, bu ilgi ve alaka nasıl başladı? Bundan bahseder misiniz?

Halk oyunlarına ortaokul 3. sınıfta tesadüfen başladım. Böyle bir yönümün olduğunu bilmiyordum. Okulun halk oyunları ekibinde erkek oyuncu eksikliği vardı, beni oynamaya zorladılar. İki hafta sonra ekip başıydım.

Hüseyin Bey ben tavır olarak sizin sanatçı kişiliğinizi yorumculuğunuzu çok beğeniyorum. Kendim TSM ile ilgilenmeme rağmen halk müziği sanatçısı olarak sizi büyük bir keyfi ve ayrıcalıkla dinliyorum. Hemen sormak istiyorum halk müziğinde tavır olarak sizin kendinize örnek aldığınız sanatçılar kimlerdir? Bağlama ile tanıştığınızda kimleri takip ettiniz? En çok etkileyenler kimlerdi? İyi bir yorumcu ve bağlama sanatçısı olmanın en temel şartı nedir sizce?

Ben bağlamaya ortaokul ikinci sınıftayken tesadüfen başladım ve kendi kendime bağlama çalanları izleyerek öğrendim. Ama keşke bir öğreten olsaydı. O zaman daha iyi yol alabilirdim. Sonrasında sesimin fark edilişiyle işin söyleme kısmı daha öne geçti. Eski ozanlardan o günlerin çok dinlenen sanatçılarına birçok kişiyi dinleyerek kendi yorumumu oluşturmaya çalıştım, hala çalışıyorum. Dolayısıyla iyi dinleyici olmak birinci şart diye düşünüyorum...

Sevilen bir Türk Halk Müziği sanatçısı olarak genel anlamda ülkemizde sanatın ve sanatçının yerini ve durumunu değerlendirir misiniz?

Ülkemizde geldiğimiz son noktada artık sanat ve sanatçı, yönetenler tarafından değer görmüyor ne yazık ki. 80’li 90’lı yıllar daha verimliydi bana göre. Sanat daha değerliydi. Tabii ki her dönemin kendine göre zorlukları da var cazibesi de...

Kültürel zenginliğimiz olan Türkülerimizin önünün kapatıldığını düşünüyor musunuz? Türkülerimiz insanımızla hak ettiği gibi buluşuyor mu?

Türküler toplumu düşünmeye sevk ettiği için zaman zaman iktidarlar tarafından önü kapatılarak yol almıştır. Şu an ulusal medyada popüler kültürün dayatması hakim. Ancak günümüzde dijital ortamın kolay ulaşılabilirliği türkülerin daha çok dinlenmesini de sağladı... Şöyle bir gözlemim de var; Popüler kültürün sıkıştığı dönemlerde hep türküler devreye girmiştir...

Sanatçının toplumdaki görevi nedir? Bir kitleye nasıl hitap edebilir ya da bir kitleyi nasıl peşinden sürükleyebilir?

Sanatın görev gibi yapılması onu özünden koparır. Asıl olan sanatçının yaptığı sanata ilişkin birikimli ve bilinçli olması, toplumun tüm yaşayışına ışık tutabilmesi ve toplumu sanat aracılığıyla geliştirebilmesidir...

Türk Sanat Müziği ile de ilgili olduğunuzu biliyorum. Sevdiğiniz makam ya da eserler bestekarlar kimlerdir. Dinlerken neler hissediyorsunuz? Alıp götürüyor mu sizi bir yerlere?

Sanat müziğini okulda aldığım eğitimle daha da çok sevdim. Bazen icra etmeye de çalışırım. Gerçekten çok güzel ve zengin eserlerin olduğu özel bir değerimizdir anlayan için...

Grup Laçin’i nasıl kurdunuz? ‘’Laçin’’ ne demek? Grubun isim babası mısınız aynı zamanda?

Laçin okul yıllarımızda benim vesile olmamla kurulan bir gruptu. Anlamı yiğit ve mert. İsmini de bir arkadaşımız önermişti...

Müzik adına gelecek ile ilgili planlarınız ne şekilde? Tekrar bir grup kurmak gibi bir düşünceniz var mı? Ya da artık solo çalışmalarla mı yolunuza devam edeceksiniz?

Yaptığım müzik itibariyle zaten bir grubum (orkestram) var. Böyle daha verimli olduğumu düşünüyorum. Yılların birikimiyle bugüne kadar türküleri söyledim ve devam edeceğim. Yine beslendiğim halk müziği ve sanat müziği motiflerini içeren epeyce beste yaptım. Onları da yakın zaman da paylaşmaya başlayacağım...

İzmir’in sizin için öneminden bahseder misiniz? İzmir sevgisi, kızınıza ismini verecek kadar özel olduğuna göre İzmir sevginizi anlatır mısınız?

İzmir büyüdüğüm, geliştiğim ve kentli olma bilincini öğrendiğim şehir ve orada yaşlanmak istiyorum. Kızımın ikinci adı da İzmir. O derece severim İzmir’i...

Eskişehir’e geldiniz mi? Nasıl buluyorsunuz şehrimizi?

İzmir’den sonra nereyi tercih edersiniz deseler, Eskişehir derim. Gelişimini, sanat ve kültürün yoğunluğu ve modern bir Avrupa şehri gibi oluşu beni her zaman cezbetmiştir...