Eskişehir futbolunda iz bırakan kaleciler kim diye sorulsa akla gelen isimlerin başında şüphesiz Demirspor’un efsane file bekçisi “Abdülkadir Arun” gelir… Şehrimizin futbolunda kalecilik tarihi onunla başlar… 1920 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Arun, çocuk yaşlarda doğduğu semtin takımı Topkapı’da futbola başladı. Onun atletik yapısını ve yeteneklerini fark eden hocası ısrarla kaleci olmasını istedi… Yıllar sürecek başarılarla taçlandırılmış kalecilik serüveni böylece başlamış oldu… Topkapı Kulübünün kalesinde sergilediği performans çok kısa sürede onu İstanbul’un en eski kulüplerinden Vefa’ya transfer olmasını sağladı… Vefa Kulübü’nde yıldızı iyice parlayan Arun, Beşiktaş’ın efsane ismi “Hakkı Yeten”in dikkatini çekti.  Görüşmeler olumlu geçmişti.  Tam da Beşiktaş ile anlaşmak üzereydi ki, o dönemde Anadolu’nun bir başka güzide takımı Eskişehir Demirspor’un bir başka efsane ismi “Mennan Yalın” tarafından apar topar kaçırılarak Eskişehir’e getirildi ve Demirsporlu yapıldı… Kaledeki müthiş performansı ile başarı çıtasını her geçen gün yükseltiyordu. Kısa sürede Eskişehirli sporseverlerin büyük sevgisini kazandı. O yıllarda A Milli Takıma bir Anadolu kulübünden seçilebilmek pek rastlanan bir durum değildi. İşte “Abdülkadir Arun” bu geleneği ilk bozan kaleci olarak birçok kez Milli Takıma davet edildi… Ne var ki; Fenerbahçe’nin unutulmaz kalecisi “Cihat Arman” o yıllarda Milli Takım kalesine adeta ipotek koymuştu. Yüksek formuna ve sürekli milli kadroya davet edilmesine rağmen hem milli müsabakaların o dönemlerde seyrek yapılması hem de İstanbul lobisini kırmak mümkün olmayınca ancak Fransa karşısında 1 kez A Milli formayı giyebildi…

ABDÜLKADİR ARUN, GÜNDÜZ KILIÇLI, LEFTERLİ,

CİHAT ARMANLI A MİLLİ TAKIMINDA

Ancak “Cihat Arman” ile yarım kalan bir hesabı vardır. Onu da 22 Eylül 1940 Pazar günü Ankara 19 Mayıs Stadı’nda kesecektir… Türkiye Şampiyonluğu final maçında 21 Eylül 1940 Cumartesi günü Ankara 19 Mayıs Stadı’nda Demirspor, Fenerbahçe ile yenişemez ve 0-0 berabere kalır. İki ekip hemen bir gün sonra pazar günü bir kez daha karşı karşıya gelir… ‘Abdülkadir Arun’un kalesinde devleştiği maçta İskender Gürpınar (2) ve   İsmail Çınar’ın attığı gollerle ikinci maçı 3-1 kazanan Eskişehir Demirspor 1940 yılının (Bu günkü adıyla Süper Lig’in) Türkiye şampiyonu olarak adını Türk futbol tarihine altın harflerle yazdırır.  Maç sonunda yapılan törende   Demirspor Kaptanı “Mennan Yalın” şampiyonluk şiltini dönemin Dışişleri Bakanı ve Fenerbahçe’nin efsane Başkanlarından “Şükrü Saraçoğlu”nun elinden alır… Daha sonra Askerlik görevi nedeniyle gittiği Ankara’da bir süre Ankara Demirspor formasını da giyen Arun, tekrar Eskişehir Demirspor’a dönerek kırmızı-lacivert forma altında futbol kariyerini noktalar… Bir kaleci için kısa sayılacak bir boya sahip olmasına rağmen son derece atletik yapısı, olağan üstü refleksi ve müthiş tayming yeteneği ile boy dezavantajını kapatan nadir kalecilerdendir… 2 Mayıs 1984 Tarihinde bir kalp krizi sonucunda 64 yaşında hayatını kaybeden efsanevi kaleci, Eskişehir’de yetişen kalecilerin yıllarca idolü haline gelmiştir…  Sporculuğunu yanı sıra beşerî yönleri, hoşgörüsü ve centilmenliği ile de yüreklerde derin izler bırakarak bu dünyadan göç eden nadir futbolculardan birisi olarak Demirspor’un ve Türk futbol tarihinin unutulmaz isimleri arasında yerini almıştır…