İktidara 28 Şubat sürecini hatırlatan Çakırözer, “ Siz değil miydiniz 28 Şubat’ın mağdurları? Şikayet ettiğiniz o baskıların beterini şimdi kendiniz getiriyorsunuz. Bunu kim söylüyor? Umut Kervanı, İslami Dayanışma Cemiyeti, Mustazaflar” dedi. Çakırözer, TBMM’de Olay TV’nin siyasi baskılar ile kapattırılmasına da tepki göstererek, “Olay TV'nin karartılması basın özgürlüğüne darbedir, demokrasi ayıbıdır!” dedi. Terörle mücadele gerekçesiyle açılan soruşturmalarda, mahkeme kararı olmaksızın dernek yöneticilerinin İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınması, yerlerine kayyum atanmasının önünü açan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi TBMM  Genel Kurulu’nda görüşülmeye başladı. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, teklifteki sivil topluma kayyım düzenlemelerine tepki göstererek, “Bu yasa bu haliyle sivil toplum örgütlerini bitirme yasasıdır. Demokrasi ile bağdaşmayan bu maddeler geri çekilmelidir” dedi. Teklifin amacı ile bağdaşmayan düzenlemelerin Meclis’e getirildiğini söyleyen Çakırözer, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak teröre her tür desteğin karşısındayız ama bu kanunun sadece adı terörle mücadele, içi demokratik hakların kısıtlanması”  değerlendirmesinde bulundu. Düzenleme ile yurttaşların derneklere üye olmaktan, sivil toplumun faaliyetlerine katılmaktan caydırılacağını belirten Çakırözer şöyle konuştu: “Bu teklifteki sivil topluma kayyım düzenlemesi ile vatandaşa ‘Oturun oturduğunuz yerde, ne işiniz var derneklerde’ mesajı veriliyor. İyi ama ben olmayayım, sen olma, dernekler olmasın o zaman kim savunacak bizim haklarımızı, demokrasimizi? Kim savunacak basın özgürlüğünü? Kim koruyacak Kaz Dağları'nı, Salda Gölü'nü, Alpu Ovamızı, Soma'daki maden işçimizin hakkını kim savunacak? Kim engelleyecek kadın cinayetlerini, çocuk tacizlerini? On binlerce kız çocuklarımıza kim burs sağlayacak? Sokak hayvanlarına kim sahip çıkacak? Sosyal dayanışmayı kim sağlayacak? Unutmayın, sivil toplum susarsa hak ihlalleri, tacizler, yağmalar hepsi ama hepsi gizlenir.” Teklifin gerekçesinin BM ve Mali Eylem Görev Gücünün Türkiye'de ‘Eksik’ dediği hususları tamamlayıp yaptırım listesine girmemek olduğunu hatırlatan Çakırözer, düzenlemeyi getiren Milletvekillerinin FATF’ın bir dediğini yapacağız diye, başka bir dediğini de ihlal ettiklerini söyledi.  Çakırözer, “Nedir o? 8'inci tavsiye. Sivil toplumu hedef alan denetim ve yaptırımların STK'lerin katılımıyla belirlenmesi, orantılılık ilkesine uygun olması, risk analizine dayanması, geneli mağdur etmeyecek şekilde uygulanması gerekiyor ama bu düzenleme bu koşulları sağlamıyor. Sayıları 620’leri geçen yüzlerce dernek bunu söylüyor. Türkiye’nin dört bir yanında ayaktalar. ‘Sivil topluma ses ver, sivil toplum susturulamaz’ diyorlar. Eskişehir'de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ayakta, Diyarbakır'da Rosa Kadın Derneği. ‘Örgütlenme özgürlüğümüz ortadan kalkıyor, kayyuma hayır’ diyorlar. Yine, 80 STK'yi bir araya getiren Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı da ayakta. ‘Bu kanun sivil alanı daraltacak, geri çekin’ diyor” dedi. MAZLUMDER, ÖZGÜR-DER gibi muhafazakâr derneklerin de yasaya karşı olduklarına dikkat çeken Çakırözer,  “Ayaktalar çünkü belediyelere getirilen kayyum düzenini aynı, şimdi derneklere getirilmek isteniyor. Yargı kararı dahi olmadan terör gerekçesiyle açılan soruşturmalarda derneklerin faaliyetleri durdurulacak, yöneticileri İçişleri Bakanı ve vali tarafından görevden alınırken yerine kayyumlar atanacak. Bu yapılan Anayasa ve yasalardaki sivil örgütlenme hakkına büyük darbedir” diye konuştu. Çakırözer teklifin sivil topluma kayyım düzenlemesi getiren maddelerini ‘Kesinlikle öyle olmayacak’ şeklinde savunan Milletvekillerine de şu hatırlatmaları yaptı: “15 Temmuz sonrasında OHAL düzeninde, sadece darbeciler hedef alınmadı.  Hayat TV, IMC TV, Gündem Çocuk Derneği gibi yüzlerce kuruluş da KHK'lerle kapatıldı. Bir daha da açılamadı. Şimdi toplumda aynı büyük kaygı var. Aslında iktidar kanadında da olmalı. Siz değil miydiniz 28 Şubat’ın mağdurları? O baskıların beterini şimdi kendiniz getiriyorsunuz. Bunu kim söylüyor? 3 bin derneğin bileşimi olan Türkiye Aile Meclisi söylüyor. Umut Kervanı, İslami Dayanışma Cemiyeti, Mustazaflar, Ortak Akıl ve Dayanışma Platformu söylüyor. ‘Faaliyetlerimiz engellenecek, mal varlıklarımıza el konacak, ciddi mağduriyetler doğacak, geri çekin’ diyorlar.” Çakırözer terörle mücadele adı altında örgütlenme özgürlüğünün de yok edildiğini söyledi.  Türkiye'de derneklere kayyum atayarak reform olmayacağını belirten Çakırözer,  “Dünyadaki itibarımız artmaz. Tam tersine çıkmaya çalıştığımız gri listelerin dibine, kara listelerin ortasına düşeriz. Çözüm, gerçek anlamda hukuk devletini, demokrasiyi egemen kılmaktır. Bunun yolu da hak ve özgürlüklerimizin savunucusu dernekleri özgür kılmaktır. Unutmayın, sivil toplum susturulamaz” diye konuştu. Çakırözer FATF’ın Türkiye'den istediği tavsiyelerin hepsinin teklifte yer almadığına dikkat çekerken, “Türkiye’den istenen 40 tavsiye var ama burada sadece derneklere kayyum var. Hani 12 numaralı tavsiye? Siyasi nüfuz sahipleri tarafından gerçekleştirilen yolsuzlukların takibine ilişkin tedbirler nerede? Neden yok bu pakette? Teröre, kara paraya sadece dernekler, sadece avukatlar mı destek veriyor bu ülkede?” diye sordu.

Editör: TE Bilişim