Merhabalar değerli dostlar,

Çağımızın en önemli hastalığı Covid 19 bir yana dursun, en az Covid kadar önemli ve tehlikeli bir başka hastalıkta sevgisizlik hastalığı bence.

İçinde sevgi olmayan bir olgunun ne kadar anlamsız, boş ve bir o kadar da tehlikeli olduğunu biraz dikkat edersiniz çok rahat anlarsınız. Gündemi mutlaka takip ediyorsunuzdur. En büyük suçların alt benliğinde sevgisizlik olduğunu artık herkes çok iyi biliyor. Kalbinde vatan sevgisi olmayanların, insan sevgisi olmayanların, hayvan ve çiçek sevgisi olmayanların şuursuzca ortaya çıkardığı vahşet hiçbir cümlenin içine sığmayacak kadar kötüdür, öyle değil mi?

Ömrü hayatında bir köpeğin başını okşamamış ya da bir kediye mama vermemiş, bir çiçek sulamamış birinin değersizlik hissi ile büyümüş vahşi bir saldırgan olması hiç de şaşılacak bir şey değildir. Bunun bu şekilde olmasının sebebi bizleriz. Sevgi görmeden büyüyen kişiler kendini güvende ve değerde hissetmezler. Bunu bir sorun olarak görürler ve aşmanın yollarını ararlar. Korkarlar, çünkü sevgi bağı kurarlarsa karşısındakinin kendi değersizliğini anlayıp kendisini sevmeyeceği ve de uzaklaşacağı korkusu baskın çıkar.

Teknolojinin o kadar çok ilerlediği bu dönemde acaba her şey gibi sevgi de mekanikleşti mi? Çocuklar internet, bilgisayar, tablet gibi teknolojik tasarımları çok rahat kullanıyorlar. İnternet ağlarına erişimde mükemmeller ama sosyal iletişim ağlarında aynı şeyi söyleyemeyiz sanırım, öyle değil mi? Yani uzlaşmacı ve uyumlu bir nesil gelmiyor. Tabii ki ailelerin de işine geliyor çocuğun bütün gün elinde cep telefonu ile oynaması. Gördüğüm birçok okul öncesi çocuk elinde tablet ile müthiş bir oyun canavarı olmuş, tozunu attırıyor. Bütün gün ev işleri ile ilgilenen annenin de işine gelen bir yöntem bu. Sessiz sedasız ayak altında dolaşmayan bir çocuk belki bedensel olarak o yaşta annesini yormuyor ama ileride sosyal ve ruhsal anlamda çok yorucu olacağına iddiaya girerim. Yani anne sevgisini yeterince alamayan çocuklar geliyor. Yani çok iyi bilgisayar kullanan çok zeki bir nesil değil, gelişimi olumsuz etkilenmiş bir nesil.

Sanal alemde yaşamaya başladık. Pandemi dönemi de bunun cabası oldu tabi. Online eğitimler, sınavlar, görüşmeler, alışverişler her şey sanal oldu. Elle tutulur bir şey kalmadı gibi. Gözden ırak olan gönülden de ırak sözü gibi insanlar birbirlerini unuttu, hevesleri kalmadı sanki ekrandan da olsa birbirlerini görmeye.

Sevgisizlik başladı böylece, herkes birbirine temkinli, tedbirli, tedirgin ve uzak. Ama uzaktan sevmek de güzeldir yeter ki içinizdeki sevgiyi bitirmeyin.

Bizi sevgi kurtaracak.

Kayahan’ın bir sözü ile bitirelim yazımızı kendisini rahmetle anarak, ‘’Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz’’

Sevgiyle kalın.