Şu günlerde gazete tadında hazırladığımız ‘İş, Yaşam ve Politika Dergisi’ Haberes’in sekizinci (Aralık) sayısının çalışmalarını yapıyoruz. 8 Mayıs 2020’de yayına başlayan Haberes ilk yedi sayısıyla Eskişehir’in gündemine damgasını vurdu. Dergicilikte getirdiğimiz ‘yeni soluk ve kalite ile öncü’ olduk. Okurlarımız ve kaliteyi tercih edip; bize reklam veren firma ve kurumların sayesinde Eskişehir’de çıkan ‘Türkiye Dergisi olma hedefimize’ emin adımlarla ilerliyoruz. Çok yakında zorlu pandemi sürecinde kaliteden asla ödün vermeden sekiz ay aralıksız dergi çıkarmanın keyfini yine sizlerle yaşayacağız. Haberes Dergisi olarak sadece kent merkezindeki kanaat önderleriyle röportajlar yapmıyoruz. Kırsal ilçelerimizin başarılı belediye başkanlarını da ziyaret edip, onların projelerini ve sorunlarını sizlere taşıyoruz. Onlarla yaptığımız röportajlar dergimizde yayınlandıktan sonra www.haberes.com.tr’de de aynen yayınlıyoruz. Görünüm’de de kırsalın başarılı belediye başkanların çalışmalarına da yer veriyorum. Çünkü bunu hak ediyorlar Gerçekten kıt bütçelerle harikalar yaratıyorlar. Dergimizin dördüncü sayısına konuk olan Sarıcakaya’nın başarılı Belediye Başkanı Hüseyin Çam yaptıkları projeleri ve geleceğe yönelik hedeflerini anlatmıştı. Yatırım İzleme Koordinasyon Merkezi’nde yönetici olarak görev yapan Hüseyin Çam 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde AK Parti’den Sarıcakaya Belediye Başkanı seçildi. Seçimleri ‘ezici bir oy farkıyl’ kazandı. Çam oyların yüzde 65,26’sını alarak, Sarıcakaya Belediye Başkanı oldu.  Çam ile yaptığımız röportajda;  “Çalışmalarımızı ilke edindiğimiz ‘Halka hizmet Hakka hizmet’ düsturuyla sürdürmekteyiz. ‘Biz keşfedilmeye hazırız’ sloganımızla da seçim öncesi ne vaat ettiysek hepsini tek tek yerine getirmeye çalışıyoruz” dedi. Çam, ilk önce Örencik mahallesindeki sosyal tesis alanını tamamlayarak vatandaşların kullanımına sundu. Sarıcakaya’nın Eskişehir’in Akdeniz’i olduğunu vurgulayan Hüseyin Çam; “Sarıcakaya. İlçemizde seracılık her geçen gün gelişmekte olup, yoğunlukla İstanbul, Ankara gibi metropol şehirlerin yeşillik ihtiyacını karşılamaktayız. Biz ilçemizde iyi tarım uygulamalarını geliştirerek katma değeri yüksek ürünler üretmek amacı ile ölçeği büyük tarımsal faaliyet gösterecek üreticilerin sayılarını artırmamız lazım. Bu kapsamda ilçemiz ve mahallelerinde bulunan hallerin iyileştirilmesi çalışmalarımız devam ediyor. Tarımsal alanda gerçekten ciddi bir katma değer sağlayan ilçe olduğumuzdan dolayı bu alanda çiftçimizin alın teri ürünlerini değerlendirebilmek amacıyla sebze ve meyve kurutma tesisi projemizi de önümüzdeki süreçte hayata geçireceğiz. İpekböcekçiliğinin desteklenip geliştirilmesi adına Koza Birlik ile ortaklaşa çalışma içerisindeyiz. Tarımcılıkta ihracat alanımızı daha da ileriye götürmek için bazı yurtdışı firmalarla ön görüşmelerimiz oldu. Çiftçimizin alın teri emeğine bir ölçüde biz katkı sağlayabiliyorsak ne mutlu bize. Şu an kuşkonmaz ve nektar üreten iki özel firmamız yurtdışına bu ürünleri ihracat yapıyor. Biz bu ürünlerin dışında alternatif olarak başka hangi ürünlerimizi yurtdışına pazarlayabiliriz bunun gayreti içerisindeyiz. Tarımın yanında doğa ve eko turizmi yüksek olan bir ilçeyiz ve bu alanda da bazı projelerimizi faaliyete geçirmeyi planlıyoruz.” diye konuştu. 

Çam, ilçe merkezinde Sakarya Nehri boyunca içerisinde oturma ve spor alanlarını barındıran yaklaşık 700 metre uzunluğunda sağlıklı yaşam yürüyüş yolu projesini de en kısa sürede tamamlayacaklarını belirtti. İlçenin Laçin, Dağküplü ve Düzköy mahallelerindeki gölet yapımları devam ediyor. Bahçesinde oturma alanları ve kafeteryası bulunan tarihi hamamın restorasyon çalışmaları tamamlandı. Geçmişten günümüze ilçenin tarihi kültürünü yansıtacak Hacı Hüseyin Eldem Kültür Evi restore çalışmalarının ardından son rötuşları yapılıyor. Teşhir dolap ve camekanları konuldu. Pandemi yasakları sonrasında Kültür Evi Sarıcakayalılara hizmet verecek. Çam, belediyeyi partili selefinden borçlu devraldığını belirterek; bunları ödemeye çalışırken, hizmetleri aksatmadan devam ettiklerini söyledi.  Sarıcakaya Belediyesi çalışanların maaşını aksatmadan ödüyor. Halen doğaseverler tarafından kullanılan ve potansiyel olarak tespiti yapılan doğa yürüyüş yolları, bisiklet rotaları ve çadırlı kamp alanları ile kaya tırmanış alanları doğa turizm arzı kapsamında değerlendiriliyor.  Sarıcakaya sahip olduğu doğal varlıklarla söz konusu hedef grubun ihtiyaçlarına hitap edebilecek bir turizm potansiyeline sahip. İlçede eko turizmin gelişmesine katkı sağlayabilecek öngörülen doğal varlıklar; Ormanlar, Termal Su Kaynakları (Maden Suyu vb. ), Akarsu ve Göl, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler, Anıt Ağaçlar, Dağcılık ve Dağ Sporları Turizmi olarak belirlendi. Sarıcakaya ilçesi sahip olduğu mikro klima iklim, doğal, tarihi ve kültürel özellikleri ile eko turizm için yüksek potansiyele sahip bir bölge. Bu amaçla gelecek turistlerin öncelikle barınma ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına ‘Bungalov Ağaç Evler Butik Otel’ projesini de bir an önce faaliyete geçirilmesi hedefleniyor. Sarıcakaya Belediye Başkanı tarımsal alanlarda bilinçsiz ilaç kullanımından ve Sakarya Nehri’nin kirliliğinden şikayetci. Vadiye hayat veren Sakarya Nehrine kanalizasyon atıkları ve yerleşim alanı giderleri akıyor. İlçeye acilen arıtma tesisi kurulması gerekiyor. Eşsiz yeşil güzelliğiyle bir cennet vadisi olan Sarıcakaya, Başkan Çam’ın da dediği gibi keşfedilmeyi bekliyor…

 /////////////////////////////

“Tanrı Türk’ü Korusun”

İçişleri Bakanlığı üç yıl önce kışlalara yemin genelgesi göndermişti. Askeriyedeki yemek duaları bu genelgeyle  'Tanrımıza hamdolsun' değil, 'Allahımıza hamdolsun' diye başlanılıyor. 

TENGRİ’DEN GELİYOR

‘Türkçe bir kelime’ olan Tanrı’nın yerine  ‘Arapça sözcük’ olarak Allah’ın yeminde kullanılacak olması yeni tartışmalara neden olmuştu. Tanrı Türkçe kelimedir. Tengri sözcüğünden gelmektedir.   Ülkemizde Türk Milliyetçiliğin simge ismi olan merhum Alparslan Türkeş; “Tanrı Türk’ü korusun” sözünü boşuna söylemedi.   1967 yılında Erzurum’da CKMP’nin kongresinde bir konuşmacının kürsüdeki sözünü “Tanrı Türk’ü korusun” diye tamamlıyor. Arkadan birisi çıkıp bir sandalyenin üzerine Erzurum şivesiyle “Sus ola! Ağzın kıraram, Allah Müslümanları saklasın!” diye bağırıyor. Kalabalık,  o şahsın ağzını tutarak, uzaklaştırıyor. Mehmet Altınsoy söz alıyor, Arapların Müslüman olmadan önce putlara da Allah dediklerini, İranlıların eski dinlerindeki Hüda’yı Müslüman olunca da bırakmadıklarını söylüyor. Sonra merhum Türkeş çıkıyor kürsüye “Yunus Emre, Tanrı sözcüğünü de, Çalap sözcüğünü de kullanmıştır, Yunus, demin oradan bağıran kuş beyinli kadar bilmiyormuş Müslümanlığı” diyor. Türkeş bu sözleriyle “Tanrı Türk’ü korusun” sloganına tepki gösteren ‘yobaza haddini’ bildirerek,  ‘Türklük bilinci olan’ herkesin anlayabileceği bir dille bu konuyu açıklığa kavuşturuyor. 

RAB İBRANİCE

“Tanrı Türk’ü korusun” Kerkük'te, Çin’de Sincan bölgesinde, Türki Cumhuriyetlerinde, Balkanlarda, İran’da ve dünyanın dört bir yanında yaşayan Türkleri kucaklayan bir slogandı. Hüda ve Mevla Farsçadır.  Rab efendi’ veya ‘yüce’ anlamına gelen İbranice kökenli bir sözcüktür. Yaradana Farsça, İbranice, Arapça seslenmek doğru da Türkçe seslenmek mi yanlış? Ne yazık ki son yıllarda ‘asil bir millet’ olan Türkiye Cumhuriyeti sistemli şekilde Araplaştırılmaya çalışılıyor. Arap seviciler hep iş başında.  Amerikan filmlerinde Hıristiyanlar yaradana ‘God’ diye sesleniyor. O’nun Türkçe dublajı ‘Tanrı’ olarak çevriliyor. Yani Hıristiyanlar  ‘Tanrı’ demiyor. Amerikan filmlerinin kilise sahnelerinde papazın sürekli Türkçe dublajlı Tanrı sözcüğünü kullandığını gören ve ‘yabancı dil bilmeyen’ insanlarımızda, “Biz Allah deriz, Hıristiyanlar Tanrı der” fikri oluştu. Oysa Dünya’da Tanrı sözcüğünü kullanan tek millet Türklerdir. Türk milliyetçisi bir partinin Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli’ye sormak lazım. MHP için “Tanrı Türk’ü Korusun” sloganının artık hiçbir anlamı yok mu?

 /////////////////////////////

NOSTALJİ

KOKPİTTE SAKIP AĞA


Tarih: 1989.31 yıl önce Türkiye’nin en renkli ve önde gelen işadamlarından olan merhum Sakıp Sabancı Anadolu Üniversitesi’ni ziyaret ediyor. Üniversiteyi gezen Sakıp Sabancı, Sivil Havacılık Yüksekokulu Havaalanı’nda bir eğitim uçağına biniyor. Dönemin Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile Sivil Havacılık Yüksekokulu’nun Kurucu Müdürü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli’de Sabancı ile birlikte hatıra fotoğraf çektiriyor. Sabancı Holding eski yönetim kurulu başkanı olan Sakıp Sabancı, 2004 yılında öldüğünde Amerikan iş dergisi Forbes'in milyarderler listesinde 147. sırayı almıştı. Sabancı, halka yakın tavırlarıyla Sakıp Ağa lâkabını kazandı. 1976-1982 yılları arasında Akademi Başkanlığı, 1982-1994 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü yapan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen 1999’dan bugüne Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini başarıyla yürütüyor. 1987-1996 tarihleri arasında Sivil Havacılık Yüksekokulu Kurucu Müdürlüğü görevlerinde bulunan Fevzi Sürmeli 2005-2009 yılları arasında Anadolu Üniversitesi'nde rektör olarak görev yaptı.

 /////////////////////////////

 /////////////////////////////

UNUTULMAZ REPLİKLER

“Suç cezasız kaldığında dünyanın dengesi bozulur. Yanlışın intikamı alınmadığında cennetler bize utançla bakar.” 47 Ronin

 /////////////////////////////

ÇİVİ

“Bir kere yanlış trene bindiyseniz; koridordan ters tarafa yürümenin hiçbir faydası yoktur.” Friedrich Nietzsche

/////////////////////////////

FIKRA

Hem Gösteriyor Hem De Koku Veriyor

Köye elektrik geldikten sonra köylüler yavaş yavaş elektrikle çalışan araçlar almaya başlarlar. Bunların başında da tabi ki televizyon gelir. Genelde siyah-beyaz televizyonlar. Durumu iyi olan bir köylümüz, Irak’tan ham petrol tankerinin içinde kaçak yoldan renkli televizyon getirir. Ama içine ham petrol girmiştir. Birkaç gün sonra evinde mevlit  verir.  Mevlit okunur, ardından yemek yenir. Oturanlardan biri “Televizyonunuzu açın da renkli televizyon nasıl bir şeymiş görelim.” der. Televizyon açılır. Televizyonda İkinci Dünya Savaşı belgeseli gösteriliyor. Gösterilen sahnede Ruslar, Almanların petrol depolarını patlatıyorlar. Televizyon ısınınca mazot kokusu vermeye başlar.

Misafirlerden biri kokuyu alır ve; "Televizyonunuz hem gösteriyor hem de koku veriyor!" der.