Başarılı olmak için çok çalışmak tek başına yeterli olmayabilir. Çok çalıştıkları halde, öğrenme yöntemlerini kullanmamaları nedeniyle istediği sonuca ulaşamayan pek çok öğrenci/birey vardır. Bu nedenle, öğrencilerin çalışırken etkili öğrenme konusunda bazı temel ilke ve yöntemler hakkında bilgi edinmeleri, başarıyı artırmada yardımcı olacaktır. Burada amaç, öğrencileri önemli bazı etkili öğrenme sitilleri konusunda kısaca bilgilendirmektir.

Öğrenme, bilgiyi algılama, kaydetme, hatırlama ve kullanma sürecidir. Bilgi kişide bir değer oluşturmuyorsa, öğrenme gerçekleşmemiştir. Öğrenmedeki asıl amaç: kişinin kendini ve yeteneklerini tanıması, öğrenme şeklini ve bilgiyi nerede nasıl kullanabileceğini bilmesi, deneyimlerini, duygularını ve hayal gücünü, öğrenmede kullanmasıdır. Öğrenme stili; parmak izi gibi kişiye özgüdür ve kişiden kişiye değişmektedir. Herkesin öğrenme türü, şekli, hızı ve kapasitesi farklıdır. Eğer uygun öğrenme imkânları sağlanırsa, kişinin öğrenemeyeceği hiçbir şeyin olmadığını görebiliriz.

Öğrenme süreci kişinin aktif olduğu bir süreçtir. Öğrenme, bireyin çabası sonucu gerçekleşir. Öğrenme sürecinde, duyu organları-kısa süreli hafıza-uzun süreli hafıza arasında sıkı bir ilişki vardır. Yeni bilgiler (dışarıdan gelen her türlü mesaj) duyu organları yoluyla fark edilir ve kısa süreli hafızaya aktarılır. Kısa süreli hafızadaki bilgilerden, tekrar edilmeyenler unutulur. Tekrar edilenler ise uzun süreli hafızaya saklanmak üzere kaydedilir. Bu bilgiler belli bir zaman dilimi geçtikten sonra hatırlanabiliyorsa, o bilgilere ilişkin soru sorulduğunda doğru cevap verilebiliyorsa, öğrenme gerçekleşmiş demektir. Öğrenilen bilgi/konu aynı gün içerisinde tekrar edilmelidir. Aksi takdirde öğrendiklerinizin tamamına yakınını unutabilirsiniz. En verimli öğrenme; okul çıkışı televizyon izlemeden, dikkati fazla dağıtmadan, kısa bir dinlenmenin ardından yapılan günlük tekrar çalışmalarıdır. Bilgiler tekrar edilmediği zaman unutulur. Düzenli tekrar edilen bilginin 9 hafta sonra %75’lik kısmı hatırlanırken, tekrar yapılmaması durumunda bu bilginin 9 hafta sonra ancak %20’si hatırlana-bilmektedir. Öğrenilenleri hatırlamayı güçlendirmek için aşağıda verilen aralıklarda tekrarlar yapmak faydalıdır:

Aynı Gün: Öğrenilenler aynı gün içinde tekrar edilmelidir.

Yirmi Dört (24) Saat Sonra: Araştırmalar tekrar edilmeyen bilginin büyük bir kısmının 24 saat sonra unutulduğunu göstermektedir. Bu nedenle öğrenilen bilgiler, 24 saat sonra kısa bir tekrarla gözden geçirilmelidir.

Bir Hafta ve Bir Ay Sonra: Bir hafta ve bir ay sonunda küçük bir tekrar yapılırsa, bilgiler uzun süreli hafızaya kaydedilmiş olur.

Öğrenme için başarıya giden en etkili yol planlı çalışmaktır ve oldukça önemlidir. Planlı çalışma alışkanlığı kazanmak için kesinlikle kendinize hedefler belirlemeli, hedeflerinize ulaştıracak plan yapmalı ve yaptığınız planı kararlı bir şekilde uygulamalısınız. Yaptığınız plana uyarsanız çalışma alışkanlığı kazanır ve aynı zamanda çalışmayı sürekli ertelemeyi de ortadan kaldırmış olursunuz.

Zihnin uyanık olduğu zamanlarda konsantrasyon daha yüksek olur. Bu, herkes için ortak bir zaman değildir. Bunu birey kendisi keşfetmelidir. 40–45 dakika çalışıp 5 dakika kadar ara verebilirsiniz, bazı kişilerin bünyesi kuvvetli olduğu için 2 saat çalışıp sonra da ara verebilirler. 50 dakikayı aşan çalışmalarda genellikle algılama gücü azalır, buna paralel olarak da hatırlama oranı hızla düşer.

Her şeyi bir kerede öğrenmeye çalışmamak en iyisidir. Arada dolaşabilir, birkaç şarkı dinleyebilir, dizi film veya belgesel seyredebilirsiniz. Öğrenmeye çalışırken zihninizi ve dikkatinizi dağıtacak şeylerden kaçınmalısınız. Örneğin: poster, bilgisayar, televizyon gibi şeylerden kaçınmalısınız. Yapı bakımından aynı derslere üst üste çalışmamalısınız. Örneğin; matematik ve fen bilgisine üst üste çalışırsanız bilgiler karışabilir ve zihin yorgunluğu yapabilir.

Aşağıda verilen Öğrenme Piramit’inde öğrenme stilleri “Pasif” ve “Aktif” olarak ikiye ayrılmaktadır. Piramitteki ilk dördü pasif öğrenme stillerini temsil ederken, son üçü de aktif öğrenme stillerini temsil etmektedir. Araştırmalara göre, insanlar öğrenme stillerine göre bilgileri farklı oranlarda hatırlayabiliyorlar. Öğrenme piramidi bununla ilgili olarak aşağıdaki oranlara dikkat çekiyor;

  1. Bir derste öğrenilen bilgilerin %5’i hatırlanabiliyor (örnek: okul dersleri / üniversite dersleri).
  2. Okunarak öğrenilen bilgilerin %10’u hatırlanabiliyor (örnek: Kitaplar, makaleler).
  3. Görsel ve işitsel öğelerden öğrenilen bilgilerin %20’si hatırlanabiliyor (örnek: Uygulamalar, sunumlar, videolar).
  4. Konuyla ilgili bir uygulama gösterisi izlendiğinde öğrenilen bilginin %30’u hatırlanabiliyor.
  5. Grup tartışması-beyin fırtınası yaparak öğrenilen bilgilerin %50’si hatırlanabiliyor.
  6. Yaparak yaşayarak uygulanan bilgilerin %75’i hatırlanabiliyor.
  7. Öğrenildikten sonra hemen kullanılan veya diğerlerine öğretmek için öğrenilen bilgilerin %90’ı hatırlanabiliyor

https://www.kisiselgelisim.com/ogrenilen-her-seyin-yuzde-90-i-nasil-hatirlanir-ogrenme-piramidi/

Öğrenme Piramidi “pasif” sitillerle daha fazla bilgiyi nasıl hatırlayacağımız üzerine beynimizi zorlamak yerine, öncelikle zamanımızı, enerjimizi ve kaynaklarımızı daha etkili sonuçlar sunacağı kanıtlanmış olan “katılımcı” sitillere yönelmemiz gerektiğini söylüyor.

Eğer, araba sürmeyi öğrenmek istiyorsanız, youtube’da araba sürmeyi anlatan videolar izlemek yerine bir sürücü kursuna gitmeli ve uzman bir eğitimci nezaretinde araba sürmeyi deneyerek öğrenebilirsiniz. Yine piyano veya gitar çalmayı öğrenmek istiyorsanız, piyano veya gitar çalmayı anlatan bir kitap okumak yerine, bulunduğunuz bölgede iyi bir müzik öğretmeni ile anlaşarak daha kolay öğrenebilirsiniz.

ÖĞRENME İÇİN BAZI İPUÇLARI: Hepimiz aynı şekilde düşünemeyiz ve aynı yoldan / yöntemle öğrenemeyiz. Bazı öğretmenler, eğer öğrencilerinin %70’i verdikleri dersleri anlıyorlarsa, dersi anlayamayanların kendilerinin suçlu olduklarını söylerler. Eğer öğrencilerinin çoğu dersi anlıyorlarsa, diğerlerinin de anlaması gerektiğini savunurlar. Diğer bazı öğretmenler, bir konuyu açıkladıklarında öğrencilerinin yaklaşık %70’inin anlamalarını ümit ederler. Unutmayalım! Öğrenciler, aynı şekilde düşünemez ve aynı yoldan öğrenemezler. Bir öğretmen olarak hedefimiz: “bir konuyu sınıftaki herkes anlayıncaya kadar anlatmaya, açıklamaya devam etmek” olmalıdır. Öğretmeninin anlattıklarını anlayamayan bir öğrencinin, genel olarak bunun kendi hatası olduğunu düşünmesi, esas problemdir. Öğrenciler kendilerinin kör, sağır ve dilsiz olduklarını düşünebilirler. Ayrıca “diğerleri anlıyorlar da ben niye anlayamıyorum? Ben diğerleri kadar zeki değilim veya iyi bir beyine veya hafızaya sahip değilim”. Diyebilirler. Benzer kurallar veya yöntemler, kitaplardan öğrenme için de uygulanabilir. Genel olarak bir kitap, her bir kuralı öğretmek için bir açıklama yapmaktadır. Eğer verilen açıklama, sizin düşünme tarzınıza uygun değil ve sizin için bir anlam ifade etmiyorsa, “beni aşıyor, kafam basmıyor” diye düşünebilirsiniz. Yeterince zeki değilim diyebilirsiniz. Siz de eğer böyle düşünüyorsanız, yanlış yapıyorsunuz!... Daha farklı düşünmeli ve işe yarar bir mazeret bulmalısınız. Size önerilen ders kitabı işe yarıyorsa, bu oldukça iyidir. Bazı şeyleri anlayamıyorsan, zeki olmadığını düşünmek yerine, aynı konuyu farklı bir açıklamayla veren başka bir kitaba bakabilirsiniz. Konuyu anlamış olan bir arkadaşınızı bulup, sana da anlatmasını isteyebilirsiniz. Kütüphanelerden konuyla ilgili kitapları araştırabilirsiniz, ikinci el kitapçılardan veya sahaflardan başka kitaplar satın alabilirsiniz, üst sınıflardaki öğrencilerden eski kitaplarını ödünç isteyebilirsiniz. Çoğu zaman, kütüphanedeki bir kitap, bir ders kitabı olarak yazılmadığından, daha kolay anlaşılabilirdir.

Öğrenme için hızlı okuyup anlamak oldukça önemlidir. Bu nedenle hızlı okuma ve anlama becerilerinizi geliştirmek için iyi bir kurs seçerek katılmanızı da öneriyorum. Bunun için size Hızlı Okuma Derneğinin ücretsiz olarak sunduğu online hızlı okuma eğitiminin aşağıda linkini veriyorum. Bir inceleyin ve kararı siz verin; başarı dileklerimle!…

http://www.hizliokuma.org/

21.Yüzyılın cahilleri okuma-yazma bilmeyenler değil, öğrenmeyi öğrenemeyenler olacaktır.

Alvin TOFFLER