GÖRÜNÜM

Eskişehir Milli Eğitim’de şube müdürlerinin büyük çoğunluğu rotasyona tabi tutularak, il dışına tayin olacaklar. Bundan dolayı yönetimde büyük bir değişim yaşanacak. İl Milli Eğitim Şube Müdürleri Fevzi Kavak, Ali Osman Yalçın il dışına tayin olacaklar. Sağlık durumundan dolayı Ahmet Şen istemesi halinde Odunpazarı veya Tepebaşı’na atanabilecek. Emekliliğine bir yıldan az süre kaldığı için Mustafa Özdemir rotasyona tabi olmayacak.  Vekaleten İl Milli Eğitim Şube Müdürlüğü yapan Doğan Dinçsoy Mahmudiye’ye atanacak. Eş durumundan Eskişehir’e gelmek isteyen Ayben Çimen’e  onay çıkmadı. Seyitgazi’ye dönecek olan Çimen’de rotasyona tabi olacak. Odunpazarı’nda Milli Eğitim Şube Müdürleri Ahmet Melik Gül, Eyyüp Arayıcı, İbrahim Kaya, Murat Ecer rotasyon kapsamında Eskişehir dışına tayin olacaklar. Onların yerlerine beş yeni şube müdürü Odunpazarı’na gelecek. Tepebaşı’nda Milli Eğitim Şube Müdürleri Ömer Karaca, Tülay Gündoğan, Gürol Bozkurt, Ali Şahin Yıldız, İbrahim Çelik il dışına gidecekler. Onların yerine beş yeni şube müdürü Tepebaşı’na gelecek.  Anadolu Üniversitesi eski Rektörü Naci Gündoğan’ın eşi olan Tülay Gündoğan eş durumuyla Eskişehir’de kalmak istedi. Ancak Ayben Çimen’de olduğu gibi Tülay Gündoğan’a da bu konuda onay çıkmadı.  Tepebaşı’nda sadece iki Milli Eğitim Şube Müdürü (Mehmet Kına, Murat Aycan) kalacak. Kırsaldaki diğer ilçelerde de büyük değişim olacak. Yapılacak bu kan değişikliği bakalım Eskişehir eğitimine olumlu mu yoksa olumsuz mu etki yapacak? Ayhan Aydıner olarak yapılacak rotasyonun kent eğitimi açısında olumlu etki yapacağını düşünüyorum.

/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

TÜRK SİYASETİNİN BABASIYDI

22 yıl önce. 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’e 1998 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde düzenlenen törenle Fahri Doktora veriliyor. Merhum Süleyman Demirel Başbakanlığı döneminde ESOGÜ Üniversitesi’nin 900 yataklı Tıp Fakültesi Hastanesi’nin temelini atmıştı. Aynı Demirel 19 Ocak 1994’de Cumhurbaşkanı olarak bu hastanenin ve ikinci üniversite olarak Osmangazi Üniversitesi’nin açılışını gerçekleştirdi. ESOGÜ’nün temelini ve açılışını yapan Demirel’e Fahri Doktora verilmeyecek de, kime verilecekti? Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 1998 yılında siyasetteki kader arkadaşı eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile birlikte Üniversiteye gelerek, Makine ve Maden Mühendisliği bölümlerinin de temellerini attı. Aynı gün düzenlenen törenle Demirel’e Fahri Doktora verildi. Fahri Doktorayı Cumhurbaşkanına dönemin Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Fıratlı takdim etti. Fahri Doktorasını alan Demirel, öğrencilere ve akademisyenlere ders verdi. O güne ait fotoğraflarda dönemin Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Fıratlı, dönemin Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Ahmet Topçu, o yıllarda genç bir Yrd. Doç. Dr. olan Prof. Dr. Haydar Aras, Prof. Selami Kılıçkaya dikkat çekiyor. Cumhuriyet Dönemi Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük siyasi aktörlerinden birisi olan Süleyman Demirel 17 Haziran 2015’de 91 yaşında vefat etti. Bugün ölümünün beşinci yıldönümü.


HALKIN CUMHURBAŞKANIYDI
Siyasete ilk atıldığında ‘Barajlar Kralı’ lakabı takılan Demirel’e daha sonraları, ‘Çoban Sülü’, ‘Bir Bilen’ ve en sonunda ‘Baba’ diye hitap edildi. Demirel’in hiç çocuğu olmadı. Buna rağmen ‘Baba’ lakabı en çok ona yakıştı. Cumhurbaşkanı olduğunda ‘Cumbaba’ denildi. Başbakanlığı dönemleri eleştirilebilir. Ancak Cumhurbaşkanlığı dönemi çok başarılıydı. Çankaya’yı halka açtı. Halkın Cumhurbaşkanı oldu. Yapıcı ve uzlaşıcı tutumuyla Türkiye’de kutuplaşmaların önüne geçti. Türk siyasetine ‘Binaenaleyh’ sözcüğü kazandıran Demirel’in hem Eskişehir’e hem de tüm Türkiye’ye büyük hizmetleri oldu. Halk tarafından sevilen Demirel, ince zekası, esprileriyle bir döneme damgasını vurdu. Demirel’e oy vermeyenlerde onu seviyordu. Türkiye’de en çok taklit edilen liderdi. Kendine has şiveli konuşması, giyimi, fötr şapkasıyla Türk Siyasetinde tarzı olan bir liderdi. Güçlü bir hatip olan Demirel, Türkiye hakkındaki ansiklopedik bilgisiyle öne çıkıyordu. Gittiği her şehirde tüm köy muhtarlarının isimlerini tek tek sayardı. İki kez askeri darbeyle gitmesine rağmen demokrasi mücadelesinden hiç vazgeçmedi.


“ŞAPKAYI BIRAKACAK HALİM YOK”
“Merhum Adnan Menderes asılmasaydı, siyasete girmezdim” diyen Demirel, aslında önce kasket giymek istemiş. Merhum Ecevit kasket giyip, mavi gömlekle seçmenin karşısına çıkınca, o da Fötr şapkayı kendisine sembol yaptı. Adalet Partisi Genel Başkanı seçildiği 1964 yılından, kongrede ilk selamlamadan itibaren Süleyman Demirel halkı hep şapkasıyla selamladı. Tüm siyasal yaşamı boyunca “Şapka” hep sağ elindeydi. Demirel, “Benim şapkam tatilde de çalışır” “Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim.” “Bu şapka demokrasinin sembolü olmuştur” sözleri Türk siyaset tarihinde unutulmazlar arasındadır. 12 Mart müdahalesi sonrası “yaptığınız iş anayasaya aykırıdır” dediğini ancak arkasından “şapkayı aldı gitti” dediklerini anımsatan Demirel, “Ben de dedim ki; şapkayı alıp gideceğim gayet tabii, şapkayı bırakacak halim yok ya. Başka da cevabım yoktu” demişti.


AVRUPA BİRLİĞİ FIKRASI
Demirel siyaset hayatında anlattığı fıkralarla olayları yorumlardı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek için tarih alma konusunu şu fıkrayla değerlendirmişti: “Avrupa Birliği’ne girmek isteyenler sınava alınıyor. Bulgaristan sınava giriyor, ‘atom bombası ne zaman atıldı’ diye soruluyor? ‘1945’ diyor, ‘geçtin’ deniyor. Daha sonra Romanya sınava giriyor. ‘Atom bombası nereye atıldı?’ deniyor ‘Japonya’ diyor, ‘sen de geçtin’ deniyor. Türkiye’ye sıra gelince ‘Atom bombası atıldıktan sonra ölenlerin isimleri, soyadları, doğum yerleri, mesleklerini söyle’ deniyor.”


“O KÖPRÜYÜ BEN YAPTIM”
Üniversite ziyaretlerinden birinde sol görüşlü bir öğrenci Demirel’i sıkıştırmaya çalışır.
- Türkiye’de yapılan her türlü işi sahiplenmek gibi bir adetiniz var…
- Sen nerde oturuyorsun?
- Niye ki? Kadıköy’de!
- Hah işte buraya her gün gelmek için üstünden geçtiğin köprü var ya
- ee evet
- Onu işte ben yaptım!

NERESİNİ SIKACAKTIM
60’lı yıllar… Kıbrıs meselesi nedeniyle İngiltere’yle Türkiye’nin arası kötü. Tam da bu sırada Demirel İngiltere’ye ziyarete gidiyor. Dönüşte gazetecilerle arasında geçen diyalog ise şöyle:
-Efendim, neden İngiliz Dışişleri Bakanı’nın elini sıktınız?
-Neresini sıkacaktım kardeşim.


YEDİ KERE GELDİM
Başbakanken bir programda kendisine “sizi o bulunduğunuz yerden altı defa indirdiler, hala orada nasıl duruyorsunuz?” diyen gazeteciye verdiği cevap: “Ben altı kere gittiysem yedi kere geldim.”


EGE ZATEN BİR GÖL DEĞİLDİR
Demirel Başbakan. 12 ada konusunda Yunanistan ile yine sorun yaşanmış, karşılıklı kılıçlar çekilmiş. Ertesi gün kabine toplanmış ve toplantı uzun saatler sürmüş. Dışarıda gazeteciler merakla yapılacak olan açıklamayı bekliyor: - Sayın Başbakan, Yunanistan Ege Denizi’nin bir Yunan gölü olduğunu iddia ediyor. Cevabınız ne olacak?
“Ege bir Türk gölü değildir. Ege bir Yunan gölü de değildir. Ege zaten bir göl de değildir!!!”


YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ
1968’de Adalet Partisi Ankara İl Kongresi’nde, Demirel konuşurken bir delege, kürsüye doğru koşarak “Komünistler bu tarafa doğru yürüyorlar” diye bağırıyor. Demirel konuşmasını hiç kesmeden “Yürüsünler ne olacak, yollar yürümekle aşınmaz. Tabanları yanana kadar yürüsünler” diye cevap verir.


BENZİN İÇİLMEZ
Süleyman Demirel’in, zamanında benzin yokluğu hakkında kendisine gazetecilerden yönelen sorulara verdiği efsanevi cevap: “Su mu daha değerlidir benzin mi? Tabii ki su, benzin içilmez ama su içilir.”


EFSANE SÖZLERİ
Muhabir: Efendim, derin devlet nedir?
Demirel: Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir.
-Gap’ı kimseye gap diye gaptırmam.
- Dün dündür, bugün bugündür
-Demokrasilerde çareler tükenmez
- Benzin vardı şeker vardı, şerbet yapıp biz mi içtik?
- Memlekette benzin vardı da biz mi içtik?
-Var mı bunun başka izah tarzı?
-Ne veriyorlarsa benden beş fazlası
-Verdimse ben verdim
-Açım diyene geber diyemezsiniz.
-Çay’a yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi. (Çay’a yapılan zammı soran muhabirlere)
- Bize plan değil, pilav lazım. (CHP’nin planlı kalkınma önerisine verdiği cevabı.)
- Dört kaz teslim etsen, akşama üçünü kaybedip gelir. (1980 öncesinde Bülent Ecevit için söylemişti)
-Goalisyon hökümetimiz hayırlı uğurlu olsun. (1991 genel seçimleri sonrası DYP-SHP koalisyon hükümetinin kurulduğu gün)
-Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.
- Bulun 226’yı devirin
-Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.
-Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi, çok büyük bir park yaptırır hep beraber içinde otururduk.
-MİT gizli saklı işler yapan bir teşkilat değildir.
-Kendim için bir şey istiyorsam namerdim.
-Kırk günde kabak yetişmez. (1978’de CHP’nin 40 günde Türkçe bilmeyen öğretmenleri alıp öğretmen yapması için demiştir.)
-Binaenaleyh, öküzün altında buzağı aramanın manası yoktur.
-Binaenaleyh Türkiye’nin altı çürüktür, Türkiye’nin altı çürüktür diye bırakıp gidecek değiliz, bununla yaşamasını öğreneceğiz.


HİZMETLERİ UNUTULMAYACAK
Büyük Devlet Adamı merhum Demirel’e Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun. Eskişehir’e ve ülkeye yaptığı hizmetler asla unutulmayacak.

Eskişehir’e ve Türkiye’ye büyük katkıları olan Süleyman Demirel’in hizmetleri asla unutulmayacak…