Ülkemizde 2 önemli kuş göç yolu vardır. Kuzeydoğu-Güney göç rotasını izleyen kuşlar, Çoruh Vadisi’nden Doğu Anadolu’ya yayılırlar ve Hatay üzerinden ülkemizden ayrılırlar. Bu göç Batı Palearktik bölgede en büyük yırtıcı kuş göçüdür. Diğer önemli rota Kuzeybatı-Güney göç yollarıdır. Buradaki kuşlar Karadeniz’in batısından, Trakya üzerinden ülkemize girerek, İstanbul Boğazı üzerinden Anadolu’ya geçerler.

Büyük kuşlar göç edebilmek için sıcak hava sarmallarına gerek duyarlar, gündüzleri ve çoğunlukla sadece kara parçaları üzerinden uçarak göç edebilirler. Denizler üzerinden geçmemek için belli darboğazlarda toplandıkları için buralardan kolayca ilerleyebilirler.

Bunların en ünlüsü İstanbul Boğazı’dır. Daha az bilinen bir darboğaz olan Borçka ise Artvin’dedir. Son olarak, bu türler güney sınırımızdan çıkarken Hatay’ın Belen dolaylarında yoğun şekilde görülebilirler.

Doğu Avrupa ve Batı Sibirya’da üreyen birçok türden, binlerce kuş her yıl Türkiye üzerinden güneye inerler. Ötücüler gibi küçük kuşların göçü genellikle gece ve geniş bir cephe üzerinden gerçekleşir. Bu kuşlar biriktirdikleri yağlar sayesinde hiç durmadan uçup denizleri aşabilirler.

Göç eden kuşların büyük çoğunluğu bir seferde uzun mesafeleri aşabilmek için deri altında yağ depolarlar. Yağ parçalandığında, aynı miktar karbonhidrat ve proteine oranla iki kat enerji ve su üretir. Biriktirilen yağ, bazen vücut ağırlığının iki katına çıkmasına neden olabilir. Yağ, göç dışındaki zamanlarda küçük kuşların %3 ile %5‘ine karşılık gelirken göç sırasında, bu değer %25, bazı kıyı kuşlarında %45’e ulaşabilmektedir.

Aktif uçuş diye tabir edilen kanat çırparak göç eden kuşlar cephe göçü gerçekleştirirken, süzülerek göç eden kuşlar daha çok kara köprülerine bağlı olarak göç ediyor.

Aktif göç edenler ötücüler ve sukuşlarının çoğu gece geniş cepheleri kullanarak aktif olarak göç ederler.  Bu sırada biriktirdikleri yağları enerji olarak kullanırlar ve denizleri hiç durmadan geçebilirler. Bu göçler esnasında kuşların birçoğu havada V şeklinde bir diziliş uygularlar. Bu diziliş sayesinde daha az enerji harcayarak daha uzun mesafe kat edebilirler. Bunun sebebi bir önde giden kuşun kanat çırpmasından yukarı yönlü oluşturduğu hava akımını arkasından gelen kuşun olumlu olarak kullanabilmesi durumudur.

Süzülerek göç edenler yani yırtıcılar, leylekler ve pelikanlar gibi geniş kanatlara sahip kuşlar süzülerek göç ederler. Bu sırada karaların üzerinde güneş ışığının etkisiyle havanın ısınması ve sütunlar halinde yükselmesi olayını kullanırlar. Göçlerini çok az enerji harcayarak tamamlarlar ve genelden daha az beslenirler.

Anlaşılacağı üzere bu göçler kuşların daha hassas oldukları bir dönemdir. Çünkü göç telaşıyla yağ biriktirme ihtiyacından dolayı sürekli beslenme ve göç esnasında da durup takviye yapmaları onlar için çok önemlidir. Göç güzergâhı üzerindeki kuşların mola yerlerinin bilinmesi de türlerin korunması açısından büyük önem taşıyor. Kuşları tür bazında korumaktansa üredikleri ve konakladıklarıyerleri korumak başlı başına tüm türlerin korunmasına fayda sağlamaktadır.

Eskişehir’imiz de kuş göç yolları üzerinde yer almaktadır. Bu dönemlerde sulak alanlarda ve çayırlarda son derece fazla sayıda mola veren kuş görebiliriz.

Kaynaklar: