Bir toplumu değiştirdiğin zaman değil, körelttiğin zaman kaybedersin.

Son dönemde özellikle geriye dönüp baktığımızda nelerin değiştiğini herkes çok iyi biliyor. Toplumumuzda değişim, ne yazık ki geriye doğru hızla gidiyor.

Peki toplumu nasıl köreltirsin? Bir kere düşünmesini engellersen, köreltebilmenin en önemli yolunu kolay şekilde açarsın. Düşünmemesini de basit oyalama teknikleriyle, en kolay da magazin yoluyla başarabilirsin. Ülkemizde okuma oranı ile TV izleme oranlarını karşılaştırınca bunu zaten bariz bir şekilde görebiliriz. Hepimiz sosyal medya kullanıyoruz ve görüyoruz ki, sokak röportajları komik skeçler gibi. Gülsem mi ağlasam mı?

Kitap okuma oranı bizi çok kıskanan Avrupa ile kıyaslanmayacak kadar büyük bir farkta.

Kadın cinayetlerinden, hayvan haklarına kadar neden bahsetsem, konu elimde kalır. Oysaki Türklerin kadınına verdiği değer, tarihte başka hiçbir toplumda olmadığı kadar büyüktür. Kadın, Türk Milletinin bereket kaynağıdır. Hanların, hakanların, cengaverlerin önünde saygıyla eğildikleri şeref abidesidir. Ya şimdi?

Kendi tarihinden habersiz boş bir gençlik geliyor. Türk olarak doğmanın, Türk olmanın kendisine verilmiş bir lütuf olduğundan habersiz gençlik. Ah gençlik ah!

Atatürk; ‘’Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır’’ sözü ile geleceğimizin teminatı gençlerimize büyük bir hedef göstermiştir aslında. Bu hedefi şaşırtmaya çalışan dahili ve harici güçlere karşı akıllı olmak lazım. Ha bu arada bunu yandaş TV dizileri ile değil gerçek tarih kitaplarından öğrenmesi gerektiğini de hatırlatma görevi büyüklerindedir.

Toplumu köreltmenin bir başka yolu da hatta bana göre en kuvvetli yolu sanatı köreltmektir. Sanat toplumsal bir üretimdir. İnsan olmadan sanat olmaz. Yani sanatçı olmadan sanat olmaz. Ülkemizde sanatçıya verilen pardon verilmeyen değeri anlatmaya gerek yok öyle değil mi? Estetik anlayışı olmayan bir toplumda, estetiği yansıtan insanlara karşı elbette ki değer beklenebilir mi? Bundan yüzyıl sonra gelen kuşak acaba neler diyecekler bizler için?

Köreltilmeye izin vermeyin dostlar.

Açın gözlerinizi.

Açın yüreklerinizi.

Sevgiye açın, bilime açın. Okuyun, okutun.

Çok geç olmadan…