Gündoğdu yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Sovyet hükümeti tarafından yürütülen ve Josef Stalin tarafından organize edilen  18 Mayıs 1944’ tarihinde bundan tam 78 yıl önce en az 200.000 Kırım Tatarının etnik temizliğinin ve kültürel soykırımının yaşandığı,  Kırım Tatar Sürgünü veya Kırım Tatar Soykırımının bugün 78.yıldönümüdür. Kırım’daki  Müslüman Kırım Tatar Türklerinin kapıları 18 Mayıs 1944 günü sabahın erken saatlerinde kırılarak açılmış ve hazırlanmaları için  15-20 dakikalık süre tanınmıştır. Yaşadıkları köylerin, kasabaların ve şehirlerin meydanlarına toplanan Müslüman Kırım Tatar halkı, durumlarını anlamalarına fırsat bile bırakılmadan kendilerine en yakın tren istasyonlarına  götürüldüler. Buradan sürgün için tahsis edilmiş yük ve hayvan vagonlarına doldurularak Kuzey Sibirya Ural Dağlarının eteklerine ve Özbekistan’a sürgün edildiler. 2.Dünya Savaşı şartları içinde Almanlarla işbirliği yaptıkları gerekçesi ile çoluk-çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç  ayrımı  yapılmaksızın sürgüne tabi tutulan bu Kırım Tatar Halkından önemli bir kısmı sürgün yolculuğu şartlarına dayanamayarak yollarda hayatlarını kaybettiler. Ölenlerin cesetleri yolda trenlerden atılarak kurda-kuşa yem edildiler. Sürgün esnasında unutulup tren vagonlarına bindirelemeyen  Arabat Köyünün sakinleri ise eski bir gemiye bindirilerek Karadeniz’e açılmış ve ambar kapakları açılarak bilinçli bir şekilde gemi batırılarak öldürülmüşlerdir. Sovyet Yönetimi ve Stalin Müslüman Kırım Tatar halkını sürgüne göndererek ve katlederek yüzyılların öcünü almaya çalışmışlardır. Şöyle ki: 1783 yılında 08 Nisan’da Kırım’ı Çariçe 2.Katerine Rusya adına ilhak eden General Potemkin Çariçe’ye sunduğu raporda Kırım’ın mutlaka Müslüman Tatar Türklerinden arındırılması gerektiğini savunmuştur. Bu tarihten sonra yaşanan her krizde Ruslar Kırım’da yaşayan Kırım Tatar Türklerini göçe zorlayarak bu arındırma politikasından hiçbir şekilde vazgeçmediklerini göstermişlerdir. 18 Mayıs 1944 tarihinde gerçekleştirilen sürgün ise, devlet yönetimleri değişse de Sovyet Rusya’nın bu konuda Çarlık Rusya’sının izinden gittiğinin apaçık bir göstergesidir. Sürgüne gittikleri yerlerde de daima hain gösterilip, tecrit hayatına mahkum edilen Kırım Tatar Türkleri  1985 yılında Kızıl Meydanda yaptıkları büyük bir gösteri ile Anavatanları Kırım’a dönme mücadelesini bırakmayacaklarını açıkça göstermişlerdir. Sovyetlerin dağılmasından hemen sonra yaklaşık 300.000 Kırım Tatar Türkü sürgüne gönderildikleri ve yaşadıkları toprakları geride bırakarak Anavatanları Kırım’a dönmüşlerdir. Döndükten sonrada çok zor şartlarda vatanlarına tutunmaya, hayatta kalmaya çalışmışlardır. 2014 yılında Kırım’ı işgal ederek ve uydurma bir referandum ile Rusya Federasyonu Sovyetlerin ve Çarlık Rusya’sının bıraktığı yerden Kırım politikasını değiştirmediği ısrarla sürdüğünü ortaya koyduğu açıktır. Ayrıca, bu günlerde ise Kırım Tatar Sürgününün Almanlar tarafından gerçekleştirildiği gibi bir yalanı iftirayı yaymaya çalıştıkları gözlenmektedir. 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna topraklarının  hukuk tanımaz bir şekilde yine Rusya tarafından işgal edilmesi, savaş çıkarması ve binlerce sivilin askerin ölmesi, yüzbinlerce Ukrayna halkının çoluğun-çocuğun, yaşlı erkek ve kadınların yerinden yurdundan edilmesi sığınacak ülke aramaları kabul edilebilir bir durum değildir. Ukrayna’da yaşayan binlerce Kırım kökenli  Müslüman Kırım Tatar Türkü bu kez yine aynı  zihniyet aynı ülke Rusya tarafından bir kez daha yerlerinden yurtlarından edilmişlerdir. Alınan bilgilere göre Ukrayna’ya komşu ülkelere sığınan bir çok Ukrayna uyruklu Kırım Tatarı soydaşlarımız    ülkemizde bir kısmı da Eskişehir’de misafir edilmektedir. Kırım’da ve Kırım dışında yaşayan Kırım Tatar Türkleri kendilerine yukarıda anılan tarihlerde ve bugün yapılan insanlık dışı zulümleri, sürgünleri hiçbir zaman unutmayacak,  anayurtlarına dönme ve varlıklarını her şeye rağmen devam ettirme mücadelelerini asla bırakmayacaklardır.”

Editör: TE Bilişim