Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ‘3Y ile mücadele edeceğim’ diyerek halkın desteğini aldı. Bunlar yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklardı. Gelinen noktada mücadele etmek bir yana adeta bunlara göz yumar hale geldiler. Geçtiğimiz günlerde görevden alınan bir bakanla ilgili iddialar havada uçuşurken iktidarın sessiz kalması halkın büyük kısmını hayal kırıklığına uğrattı.  Ayrıca yine görevden alınan diğer bir bakanın son derece yüksek bir maaşla bir kamu kurumuna yönetici olarak atanması anlaşılabilir bir durum değil. Bu tablolar karşısında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin halktan ve gerçeklerden son derece uzaklaştığı ve hassasiyetleri görmezden geldiği açıkça ortadadır. Halkın gündemi işsizlik ve yoksulluk iken; gündem değiştirmeye çalışmak hiçbir işe yaramıyor. İnsanlar evine ekmek götüremezken ‘anayasa değiştireceğiz’ diyerek kimsenin açlığı unutturulamaz. Daha önce de birçok yazımda söylediğim gibi ülkenin hiçbir sorunu kalıcı olarak çözülemedi. Sekiz yıldır darbeci diyerek İlişkilerimizin sonlandırıldığı ve bu sebeple gerek ticari gerek siyasi olarak pek çok zarara uğradığımız Mısır’la aramızı düzeltmeye çalışmak nasıl bir dış politikadır. Sadece dış politikada değil, ekonomide, eğitimde, enflasyonla mücadelede, dış ticaret açığında gösterilen kötü yönetimle ülkemizin geldiği nokta ortada.  Başkanlık sistemine geçerken kısa sürede ülkenin tüm sorunlarını çözeceklerini iddia edenler bugün gelinen noktadan memnunlar mı? Bu gidişatın sonu nereye varacak? İşsizlik sorunu çözülmeden bu hayat pahalılığıyla mücadele edilmeden fakir fukaranın yüzü nasıl gülecek sorularına ülkeyi 19 yıldır yönetenler yanıt vermelidir.

//////////////////////

Vatandaşın canına tak etti

Adı tam kapanma olmasına karşın tam kapanma olmayan bir kapanma yaşıyoruz. Zamanında gerekli tedbirleri almayan hükümet ‘turizm sezonu boşa gitmesin ve turizm gelirlerinden olmayalım’ diye vaka sayısını düşürmek için tam kapanma kararı aldı. Fakat istisnalar o kadar fazla ki; çoğu cadde yine dolu ve maalesef insanlar yine sokaklarda.

Tabii ki ekonomik olarak sıkıntı çeken vatandaş ticari faaliyetini sürdürmek istiyor. Fakat bazı işletmeler çalışıp para kazanırken, bazılarının dükkanının kapısını dahi açamaması çok izah edilebilir bir durum değil. Yeteri kadar aşıyı vaat ettiği tarihte getiremeyen hükümet bunun sorumlusu olarak da muhalefeti gösterdi. Sonuçta ‘biz bu süreci iyi yönettik’ diyerek; süreç iyi yönetilmiş olmuyor. Hasta sayıları son derece yükseldi. Maalesef pek çok insan rahmetli oldu. Bunun yanında özellikle hizmet sektörü çok büyük zarar gördü. Dünyadaki diğer örneklerine bakıldığında da hükümetin vatandaşa yeterli desteği verdiğini söylemek mümkün değil. Hızla artan işsizlik, hayat pahalılığı vatandaşın canına tak etti. Seçim ister zamanında ister erken olsun bu dönem yaşananların hesabı sandıkta Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına sorulacaktır.

//////////////////////

Üç Silah Olmayınca

Ülkemizin saygın ekonomistlerin Merkez Bankasının elinde dört güçlü silah olduğunu söyler. Bunlardan birincisi faizdir, ikincisi rezervlerdir. Üçüncüsü bağımsızlığı,  dördüncüsü de kredibilitesidir. Bu çerçevede bugünkü Merkez Bankasının enflasyonla mücadele konusunda elinin çok da güçlü olmadığını söylemek haksızlık olmaz.  Bilindiği gibi Merkez Bankası faiz yükseltmeye karşı net rezervlerinde eksi olduğu bilinen bir gerçek. Cumhurbaşkanın Merkez Bankası Başkanını istediği anda değiştirebileceği düşünüldüğünde Merkez Bankası’nın bağımsızlığından da söz edilemez.  Ve bu yukardaki üç silah olmayınca kredibilite de olmuyor. Maalesef tablo böyle olunca hiç kimsede de‘döviz neden düşmüyor’ demesin Sebebi çok açık ve net…

//////////////////////

Elektrikli Otomobile Yüksek Vergi

Son zamanlarda tüm dünyanın gündemi elektrikli otomobiller. Hem küresel ısınmaya karşı hem de çevre kilidinin önlenmesi açısından bir devrim niteliği taşıyan elektrikli araçlar dünyada hızla yaygınlaşmakta. Buna karşın ülkemizdeki yüksek vergiler ve döviz fiyatları sebebiyle elektrikli araç satışları son derece düşük. Aslında orta uzun vadede Avrupa Birliği elektrikli araç konusunda dayatma da bulunursa ve bu mecburi hale gelirse; asıl sorun o zaman olur. Bilindiği gibi ülkemizde devletin en büyük gelirlerinden biri akaryakıt üzerinden alınan vergiler. Elektrikli araçlarla birlikte devlet büyük önemli gelir kaleminden mahrum kalacak. Şayet elektrikli araçlarda vergiler bu derece yüksek kalmaya devam ederse de zaten ekonomik olarak fakirleşen halkın elektronik araba alma imkanı olmayacak.  Çokta uzun olmayan bir zamanda Avrupa trafikteki tüm araçları elektrikli araca çevirecek. Bununla ilgili ülkemizde de bazı kotalar konarsa; işte o zaman işimiz güçleşir.  Bu sebeple şimdiden gerekli tedbirler alınmalıdır.

//////////////////////

Muhalefet Vaatlerini Netleştirmeli

Ülkemiz pek çok konuda olduğu gibi siyaset konusunda sıkıştı kaldı. 19 yıldır iktidar olanlar ülkenin sorunları çözmedi, çözemedi.  Fakat buna karşın halen halkın geniş kesimlerine hitap eden bir muhalefet partisi ortada yok.  Bunun sebebinin siyasi partiler tarafından enine boyuna araştırılması lazım. Halkın beklentilerini karşılayamayan iktidarın dönüş bileti neredeyse kesildi. Hele ki yerini alabilecek bir parti olsa iktidarın oradaki düşüşü çok daha hızlı olabilir. Fakat her nedense halkın alternatif arayışı bir yönelişe dönüşmüyor. Ülkemizde partilerden çok liderlerin ön planda olduğu düşünüldüğünde liderlerin kendilerini halka benimsetemediği düşünebilir. Belki de halk bugün değil de seçim tarihi yaklaştığında tercihini yapacak. Fakat bu arada muhalefetin halka vaatlerini netleştirmesi ve ülke sorunlarını nasıl çözeceğini somut bir şekilde anlatmalıdır. Aksi halde iktidarın başarısızlığından medet umanlar hayal kırıklığına uğrayabilir.

//////////////////////

Sanayiciye Teknoloji Desteği Verilmeli

Hızla gelişen teknoloji fabrikaların insansız üretim yapmasını sağlıyor. Bu durum ülkemiz açısından son derece olumsuz sonuçlar doğurabilir. Katma değeri yüksek mal üretme konusunda gerekli atılımları yapamadığımız için daha çok ucuz işgücü sebebiyle tercih ediliyoruz. Bu insansız üretim yapan fabrikaların yaygınlaşması yarın değilse de çokta uzun olmayan bir zaman içinde ülkemizin ihracatı açısından sıkıntı yaratabilir. İhracatımızın rekor kırdığı bugünlerde bile halen 3 milyar $’ın üstünde cari açık veriyoruz. Bu sebeple sanayideki teknolojik gelişmeler takip edilmeli ve devlet sanayiciye teknoloji yenilemeleri konusunda her türlü desteği vermelidir.