Sayın Özgür Özel, Yılmaz Hoca’nın adaylığı ile ilgili yaptığı açıklamalarda ‘çok birbiriyle çelişen abartılı sözcüklerle çok şey dermiş gibi davranıp, aslında hiçbir şey söyleyemiyor.’  Özgür Özel İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanından icazet alarak, seçildiği için mi bu konuda net konuşamıyor?

Beş dönem üst üste seçilerek, rekor kıran Yılmaz Hoca, Genel Başkan Özgür Özel’in isteği doğrultusunda 6’ncı dönem için Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Aday adaylığı başvurusunu 5 Aralık’ta yapmıştı. Yılmaz Hoca bugüne kadar aday adaylığı başvurusunda hiç bulunmadı. Hep aday yapıldı. Yüzde 1’lik oyu olan partiden bile girdiği seçimi kazanan, Eskişehir’i sadece Türkiye’de değil, dünyada örnek şehir haline getiren Yılmaz Hoca’nın tekrar aday olmasını ‘memnuniyet anketi mi’ belirleyecek. Sayın Özel, ankete sokmadığınız Ekrem İmamoğlu’ndan, Mansur Yavaş’tan önce Yılmaz Büyükerşen vardı. Seçilmek için onlar gibi CHP’ye de ihtiyacı yoktu. 1999, 2004, 2009 seçimlerini DSP’den seçilirken, CHP’nin onun karşısına çıkardığı adaylar komik oylar aldı. 27 Şubat 2011’de Yılmaz Hoca CHP’ye geçtikten sonra Eskişehir Büyükşehir Belediyesi CHP’li oldu. 2014, 2019 seçimleriyle Eskişehir onun sayesinde kırmızıya boyandı.  3 Kasım 2002 seçimlerinde CHP’nin Eskişehir’deki oyu yüzde 22’ydi. 2007’de yüzde 25,5 oldu. Yılmaz Hoca ve Ahmet Ataç’ın CHP’ye geçmesinden sonra 2011 seçimlerinde bu oy yüzde 35,53’e çıktı. Yılmaz Hoca faktörüyle CHP’nin Eskişehir’de oyu yüzde 10’un üzerinde arttı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde CHP yüzde 38,2 oyla  Eskişehir’de ilk defa birinci parti oldu. Çok partili seçimlerin ilk yapıldığı günden bugüne 69 yıllık makus talihini yendi. Toprak İşleyenin Su Kullananın’ diyen adı her yere ‘Karaoğlan’ diye yazılan merhum Bülent Ecevit’in Genel Başkanlığında bile CHP Eskişehir’de hiçbir zaman birinci olmadı. Karaoğlan Ecevit’in yapamadığını Yılmaz Hoca yaptı. Eskişehir aslında merkez sağ seçmeni ağırlıklı bir ildir. Eskişehir, ‘kimi koyarsan kazanır’ dediğiniz İzmir değildir.  Eskişehir’deki merkez sağ seçmeni Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç sayesinde oylarını CHP’ye veriyor. CHP son yapılan seçimde de yüzde 34,41 ile Eskişehir’de yine birinci parti oldu. Peki Yılmaz Hoca son seçildiği 2019 seçimlerinde ne kadar oy aldı? Oy kullananların yüzde 52,30’u Yılmaz Hoca’ya oy verdi. Genel seçimde AK Partiye oy veren seçmenler arasından bile hizmetlerinden dolayı Büyükerşen ve Ataç’a oy verenler var.  Her ikisi aday olmaması halinde bu oylar asla CHP’ye gelmez. Eskişehir’i tanıyan Özgür Özel bunu bilmiyor mu? Tabi ki biliyor. Neden partiyi güçlü bir genel başkan gibi yönetemiyor? Mustafa Sarıgül’ün en parlak yıllarında CHP Genel Başkanlığına aday olmuştu. Kongreden önce Amerika gezisi yapmış. “Amerika CHP Genel Başkanı olarak beni istiyor” demişti. O zaman ki Genel Başkan merhum Deniz Baykal 29 Ocak 2005’te yapılan kongrede salona büyük bir pankart astırmıştı.  Pankartta “ABD'den İcazet Alarak Başbakan Bile Olabilirsiniz, Ancak CHP'ye Genel Başkan Olamazsınız” yazıyordu. Baykal çok gergin geçen seçimi kazandı. Sayın Özel’in, Yılmaz Hoca’nın adaylığı ile ilgili yaptığı açıklamalarda ‘çok birbiriyle çelişen abartılı sözcüklerle çok şey dermiş gibi davranıp, aslında hiçbir şey söyleyemiyor.’  Özgür Özel İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanından icazet alarak, seçildiği için mi bu konuda net konuşamıyor? Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin Genel Başkanı bir belediye başkanından icazet alarak seçilmemeliydi. Bir belediye başkanının gölgesinde Genel Başkanlık yapmamalıydı.

Köylünün birisi Valiyi köye davet ediyor. Vali köylünün ısrarlı daveti üzerine şehrin ileri gelenlerini de bir otobüsü doldurup, o köye gidiyor. Köylü Valiyi görünce seviniyor. Ancak bir otobüs adamı görünce inceden rengi atıyor. Ne yapsın? Köylüm cömert. Elinde avucunda ne var ne yok yedirip, içirecek. Önce kuzu çeviriyor, arkasından pilavlar getiriyor. Şehirlinin önüne koyuyor. Şehirli doyar mı? Diyorlar ki; ‘tavukları da kesin.’ Tavuklar kesiliyor, pişiriliyor. Getirilip, misafirin önüne konuyor. Köylüm bakıyor. Misafirler hala aç. Ya diyor! ‘Balları ve kaymakları da getirin.’ Ballar kaymaklar geliyor. Taze pişen ekmeklerin arasında kaymaklar eriyor. Üzerine ballar dökülüyor. Şehirli ballı ekmeğini yiyor, yiyor, yiyor. Ama doymuyor. Hala aç. Şehirli ‘aç gözlerle daha yok mu?’ diye köylüye bakıyor. Köylü dertli! ‘Şehirliyi doyuramadım’ diye dövünüyor. Artık köylü Valinin yüzüne bakıyor. Valinin bir şey demesini bekliyor. Ama Vali köylünün halinden anlamıyor. En son köylü diyor ki! ‘Vali Bey hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Bizi çok mutlu ettiniz. Yediniz içtiniz. Helali hoş olsun.’ Ama diyor! ‘Kusura bakmayın. Artık benim size pişirip verebileceğim hiçbir şey kalmadı. Ama derseniz su kaynatayım yıkanırsınız.’   Onunla ile ilgili net konuşmayıp, adaylığını ankete bağlayan Özgür Özel, Yılmaz Büyükerşen gibi büyük değere saygısızlık yaptı. Hala da saygısızlık yapmaya devam eden Özel’e sesleniyorum; “Su kaynatayım yıkanırsınız.”