Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı; “Salgın bütün hızıyla sürerken giderek yayılırken ne yazık ki olumsuz moral ve motivasyonumuzu bozucu haberler gelmeye devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada pandemi ilanından sonra sağlıkçıların nasıl özveriyle çalıştığı, canla başla halka nasıl hizmet verdiği hepimizin malumudur. Hatta sağlıkçılar balkonlardan günlerce alkışlandı. “Sağlıkçıların hakları ödenemez” dediler. Müjdeler verdiler. Salgının bütün hızıyla sürdüğü binlerce vatandaşımızın hastalandığı yüzlercesinin hayatını kaybettiği yine ha keza birçok sağlık emekçisinin hayatını kaybettiği günlerden ağır çalışma koşullarından geçiyoruz. Ve ne yazık ki defalarca söylemememize rağmen yöneticiler görmüyor duymuyor sorunlarımızı çözmüyor. Evet, bugün salgının boyutlanmasında yayılmasında izlenen yanlış ve eksik uygulamaların payı çok yüksektir. Ve bir sağlık sendikasının (tabi yandaş değilse sağlık emekçilerinden yanaysa)görevi çalışanların taleplerini aktarmak sorunların çözülmesi için mücadele etmektir. SES ülkenin her yanında hem izlenen yanlış politikaları eleştirip önerilerini sıralarken öte yandan sağlık emekçilerinin taleplerini sorunlarını dile getirmiştir. Çalışanların çalışama saatlerinin azaltılması kişisel koruyucuların yeterince ve düzenli verilmesini ve elbette özlük haklarının düzeltilmesini söz verilen ek ödemelerin adil ve tavandan verilmesini talep etmiştir. Bunda ısrarcı olmuş ve gerçek bir sendikanın yapması gerektiği gibi gerekli koruyucu tedbirleri alarak eylem ve etkinliklerde yapmıştır. Bunlardan biri ve belki de en kitlesel ve uzun süreni de İzmir Dokuz Eylül Tıp Fakültesi’nde çalışanların taleplerini ısrarla dile getiren çözüm isteyen eylemlerdi. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesi çalışanları azaltılan ek ödeme ve tüm çalışanlara eşit dağıtılması talebiyle eylem ve etkinlikler düzenlemişti. SES İşyeri temsilcisi hemşire arkadaşımız Günseli Uğur ise iyi bir sendikacı olarak çalışanların talepleri için elbette bu mücadelenin içinde olmuştur. Çalışanların hakkını korumak için sendikal mücadele yürütmüştür. Ancak aldığımız bilgilere göre hafta başında görev yeri değiştirilmiş yani sürgün edilmiştir. Çalışanların hakkını vermek onları motive etmek yerine Dokuz Eylül Tıp Fakültesi yöneticileri ne yazık ki böyle bir yola tevessül etmişleridir. Buradan sesleniyoruz. Sürgün insanlık suçudur. Sendikal faaliyetler ve sağlık emekçilerinin hakkını savunmak suç değildir. Cezalandırılamaz. Günseli Hemşire yalnız değildir. Sendikamız SES çalışanların gerçek sesi olarak yıllardır mücadelesini sürdürmektedir ve sürgünlere baskılara boyun eğmemektedir. Bundan böylede asla doğruyu söylemekten savunmaktan ekmeğimizi büyütme mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Eskişehirli sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak Günseli Hemşire arkadaşımızın derhal eski görev yerine iadesini talep ediyoruz. Sürgün kararına imza atanların bu insanlık suçuna tevessül edenlere gerekli cezayı yapıtımlar uygulanmasını talep ediyoruz.”

Editör: TE Bilişim