Panel yöneticisi Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum, İstiklal Marşı’nın kabul edildiği 12 Mart 1921 gününün Türkiye tarihi açısından önemine değinerek, “Başta Türkiye Büyük Millet Meclisinde coşkulu alkışlarla kabul edilen İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy olmak üzere, güftesini ilk kez okuyan Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver, marşın ilk bestekârı Ali Rıfat Çağatay’ın, marşın modern tarzda bestecisi Osman Zeki Üngör’ün, orkestrasyonunu yapan Edgar Manas’ın, askerî bando düzenlemesini yapan İhsan Servet Künçer’in ruhları şad olsun.” dedi. Açılış konuşmasının ardından TÜDAM Müdürü Prof. Dr. Kemal Polat, “Mehmet Akif’in Din Anlayışı” üzerine bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Polat, Akif’in din anlayışını açıkladığı sunumunda, İstiklal Marşı’nda din, vatan, millet ve devlet kavramlarının öne çıktığına işaret ederek, “Din ne kadar önemliyse devlet de o kadar önemlidir; vatan ne kadar önemliyse millet olmak da o kadar önemlidir. Birinin eksikliği varoluş binamıza zarar verir” dedi. Polat, ayrıca panel başkanına, panelistlere ve katılımcılara yürekten teşekkür ederek, gençlere Safahat’ı okumalarını tavsiye etti. Panelin konuşmacılarından Doç. Dr. Gökhan Tunç da İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılında sadece Türk edebiyatı için değil Türk kültür ve medeniyeti için de çok büyük bir anlama sahip olan Mehmet Akif Ersoy’u anmanın değerinden bahsetti. Tunç konuşmasında ayrıca, Akif’in şair ve şiir hakkındaki görüşlerini anlatırken bilhassa onun Safahat adlı kitabının ilk şiirinden hareket edeceğini dile getirerek, söz konusu şiirle Akif’in okura doğrudan seslendiğini, şiire ve şaire bakışını somut bir şekilde açıkladığını vurguladı. Doç. Dr. Ebru Özgün ise “Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı ve Çanakkale Şehitlerine Şiirleri Etrafında Düşünceler” başlıklı sunumunda şu hususlara değindi: “Mehmet Akif içinde yer aldığı toplumla ilgili duyarlılıkları çok yüksek olan bir insandır. Edebi eserlerinin temel meselesi bu toplumun değerler dünyası ve sosyal değişmenin getirdiği sorunlardır. Dolayısıyla bir Müslüman-Türk aydını olarak yaşadığı yüzyılda toplumsal seferberliğin kılavuzlarından biri haline dönüşmüştür. İstiklal Marşı’nı anlayabilmek için hem Mehmet Akif’i iyi bilmek hem de o dönemin ruhunu yakından tanımak gerekir. İstiklal Marşı bir dönemin tarihini, yedi düvele karşı verilen mücadelenin heybetini, sabrını, tevekkülünü, gayretini içerir.” Mehmet Akif Ersoy’un manzumeleri hakkında bilgiler veren Dr. Öğr. Üyesi Bekir Belenkuyu ise şunları söyledi: “Mehmet Akif Ersoy kendini bir şair olarak nitelendirmese de unutulmaz manzumeler kaleme almıştır. Bu manzumeler bir milleti millet yapan değerleri barındırır. Muhtevasının kıymetiyle birlikte Akif'in manzumeleri ses bakımından da muhteşemdir. Akif, Türk edebiyatının asırlar boyunca kullandığı aruzu, dilin yapısını bozmadan başarıyla kullanmıştır. Aruzun ahenkli sesiyle dinî, millî, ahlâkî, insanî değerleri samimi bir şekilde aktarmıştır.”

Editör: TE Bilişim