Kutlu açıklamasında; “Kıymetli Hemşerilerim, 1 Eylül tarihi itibariyle 2020-2021 Adli Yıl Açılışını gerçekleştiriyoruz. Geride bıraktığımız adli yıl içerisinde adalet kavramı daha da ağır yaralar almış; Saray hükümetinin yargı üzerinde kurduğu vesayet sonucunda, yargının en önemli ve vazgeçilmez ilkesi olan bağımsız ve tarafsız yargı ilkesi unutulmuş, hukuktan uzaklaşılmış, üzücüdür ki hukuksuzluğun hukuku ülkemizde hakim olmuştur. Vatandaşımızın da artık yargıya güveni ve inancı maalesef ki kalmamıştır. Bunun sonucunda da 2019 yılı Hukukun Üstünlüğü Endeksinde ülkemiz 126 ülke arasında, 109. sırada ancak yer bulabilmiştir. Yargıda kronikleşen sorunların çözülmemesi ve yargının Saray hükümeti tarafından siyasi ikbal ve rant aracına çevrilmesi sonucunda: Savcılıklara 2010 yılında 6 milyon 111 bin 102 soruşturma dosyası gelmişken, baskı rejimiyle birlikte, ifade özgürlüklerinin sınırlandırılması amacıyla Cumhurbaşkanına hakaret ve sosyal medya paylaşımlarına yönelik soruşturmalar neticesinde, yıl başına başlatılan soruşturma sayısı %52.9 artarak, 2019 yılında 9 milyon 342 bin 676 olmuştur. Ancak 2019 yılına ait soruşturma dosyalarındaki bu artış, bu soruşturma dosyalarının davaya dönüşmesinde aynı oranda gerçekleşmemiştir. Bugün itibari ile ülkemizde mevcut açık icra dosya sayısı, 22 milyon 830 bin 252'dir. Bu sayı nüfusa oranla bakıldığında her 3 vatandaşımızdan birinin icrada dosyası mevcuttur. Vatandaş alacağını tahsil için icra yoluna başvursa da alacağını tahsil edememektedir. Vatandaşın adalete ulaşımı ise uzun yollardan geçmektedir. Bildiğimiz üzere, 20.07.2016 yılında, ülkemiz yargı sisteminde istinaf kanun yolu uygulanmaya başlanılmıştır. Vatandaşın adalete ulaşmasını kısaltacak şekilde lanse edilen istinaf kanun yolu, aksine zaman geçtikçe dosya yığılmalarına sebep olmuş, bugün için istinaf kanun yoluna başvuran vatandaşın dosyasının istinafta karara bağlanması ortalama 2-3 seneye çıkmıştır. Hele ki, Yargıtay denetimine tabi bir dosyanın karara bağlanması toplam 6-7 sene sürmektedir. Bu süreler, adalete ulaşmak isteyen vatandaşımız için endişe verici boyutlardadır. Geçen adli yıla dair kısa bir değerlendirmede bulunacak olursak: Geride bıraktığımız adli yıl içerisinde Hayvanlarımıza insanlık onuruna yakışmayacak eziyetler ettiler, öldürdüler, Hayvan Hakları Yasasına dair her hangi bir gelişme olmadı. Çocuklarımızı istismar ettiler, öldürdüler, Devlet mağdur çocuğumuzu koruyamadı. Kadınlarımız, evde, işte, sokakta, trafikte şiddet gördüler, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır dedik, umursanmadı, hatta aksine İstanbul Sözleşmesi yandaşlar tarafından bilinçli olarak yandaş medyada  tartışmaya açıldı. Ormanlarımız otel yapılmak üzere yakıldı, doğal güzelliklerimiz bilinçsizce ve kontrolsüzce katledildi, rant uğruna doğaya geri dönülemez zararlar verildi. Hukuksuzca tarihi miraslarımıza 'restorasyon' adı altında kazma kürek vuruldu.

Değerli Eskişehirliler, Adaletten bahsetmek için, zalim değil adil olmak lazımdır. 'Denetimsiz iktidar, savunmasız yargı' ilkesini benimseyen iktidar, hakkı, hukuku ve adaleti savunan ve bu amaçla şehirlerinden çıkıp, Ankara'ya yürüyen 60'a yakın Baro Başkanını, verilen hukuksuz talimat neticesinde ülkemizin Başkenti Ankara'ya  sokmadı. Başkanlarımız, Ankara'nın girişinde insan dışı muameleye maruz kaldılar. Ancak savunma direnerek kazandı. Başkanlar Ankara'ya girdi, ancak, bu sefer de Baro Başkanları bu ülkenin Millet Meclisine haklarını savunmak için giremediler; Başkanlar milletin meclisinin bahçesinde sabahladı. Avukatlara sorulmadan, Saray talimatı ile, bir FETÖ projesi olan, 'çoklu Baro' düzenlemesi getirildi. Düzenleme daha demokratik olacak denildi, daha barolar kurulmadan, cübbelere düğmeler dikildi, siyasi emir ve talimat pozları verildi. Tüm bunlar yaşanırken, haktan hukuktan yana ettiği yemine sadık avukatlar, 'Birlik Başkanı Metin Feyzioğlu beni temsil etmiyor' dedi. Yeminini unutan başkan, işgal ettiği koltuktan kişisel çıkarları için vazgeçmedi. Ancak yargının kurucu unsuru olan savunma, bu yıl, adaletin, hakkın, hukukun umudu oldu. Savunma, her yerde vesayet altına alınamayacağını yüksek sesle dile getirdi. Maalesef ki, magandaların sokaklarda hukuksuzca hüküm sürdüğü, adaletin ve hukukun sosyal medya baskısı ile sağlandığı üzücü bir dönemden geçmekteyiz. Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı ülkemizdeki en temel sorundur. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bu sorunu ve çözümlerini hep yüksek sesle dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. 'Adalet herkese lazımdır, bir gün size de lazım olacaktır.' demekten vazgeçmeyeceğiz. Uluönderimiz, ülkemiz ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi 'Her halde dünyada bir hak vardır. Ve hak kuvvetin üzerindedir.' ilkesini benimseyerek, hakkın, hukukun üstünlüğüne inanarak, Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanlığınca kurduğumuz hukuk komisyonu ile mücadelemizde yeni bir sayfa açıyoruz. Bu kapsamda hukuktan yana olan; amacı hakkaniyet, hedefi adalet olan tüm meslektaşlarımızı yeni adli yılda Partimize üye olarak, bu komisyonda çalışmaya davet ediyoruz. Adalet ve hukuk mücadelesi yolunda, tüm zorluklara karşı dimdik durmaya çalışan Hakim, Savcı ve tüm avukat meslektaşlarımız ile adliye emekçilerimizin 2020-2021 Adli Yılını kutlar. Haktan hukuktan ve adaletten vazgeçmeyeceğimiz bir Türkiye dileği ile saygılarımı sunarım” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim