Hepimiz aynı koşullarda ve şartlarda yaşamadığımız gibi aynı şekilde de dünyaya gelmiyoruz.

Doğuştan veya hayatın akışı içerisinde herhangi bir sebepten dolayı fiziksel ya da zihinsel olarak kısıtlanmış birçok insanımız var. Birlikte yaşama gereği birbirimizin varlığını unutmamalıyız. Toplumsal mutluluk bireylerin mutluluğundan geçer. Birbirimizin gereksinimlerini paylaşarak hayatı daha kolay yaşanır hale getirebiliriz. Her durumda olduğu gibi engelli vatandaşlarımızın da içinde bulundukları durum hakkında empati yapmamız onların ihtiyaçlarını ve hissettiklerini daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Empati yapmak onların gözünden dünyaya bakmamızı, ihtiyaçlarını, hislerini ve içinde bulundukları durumu anlayabilmemizi daha kolay hale getirir. Ancak bu şekilde bir başkasının hayatına dokunabiliriz.

Türkiye nüfusunun yaklaşık %13 ü engelli bireylerden oluşuyor. (Yaklaşık 9 milyon). Son güncellemelerle bu sayının artmış olması muhtemeldir. Ancak genel nüfus oranı düşünüldüğünde inanılmaz derecede yüksek bir oran. Engelli bireylerin ailelerinin de bu durumdan etkilendiğini düşündüğümüzde, neredeyse ülke nüfusunun yarısının bu sorunları yaşadığı çarpıcı bir gerçektir.

O halde, hayatın her alanında, eşit koşulların sağlanması gündelik yaşama katılımda engellenen her birey için daha önemli hale geliyor.

İstihdam ve eğitime katılım konusunda halen pek çok sorunun varlığı bilinse de bu konularda düzenlenmiş mevzuatlarla fırsat eşitliğinin sağlanmaya çalışılmakta olduğunu görüyoruz.

Kamu ve özel kurumlarda çalışan engelli sayısı artmakta,

Eğitim kurumlarında, engellilerin eğitim şartlarını kolaylaştıracak yeni yönelimler ve özel eğitim alanları oluşturulmaya çalışılmaktadır. Yaşam kalitesi açısından bütün bunların yeterli olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değil.

Benim vurgulamak istediğim husus ise sosyal yaşama katılım konusunda engelli vatandaşların karşılaştığı sorunların çözümü olacak bir yaklaşım olan;

Evrensel (Herkes için) Tasarım;

Peki nedir bu?

Mümkün olan en çok sayıda insanın faydalanmasına yönelik özel bir tasarıma veya uyarlamalara gerek duyulmayacak bir şekilde ürünlerin, çevrenin, programların ve hizmetlerin sunulmasıdır.

Başka bir deyişle evinizden başlayan bir seyahatin sonlanacağı noktaya kadar kaldırımlar, yollar, ulaşım araçları, kamusal kullanım alanları ve yapılar ile genel kullanım amaçlı her türlü mekânda erişilebilirliğin ve kullanılabilirliğin herkes için sağlanmasıdır.

Aslında sadece engellileri değil, yaş almışları, çocukları ve beceri kaybına uğramış herkesi içine alan bir tasarım anlayışıdır diyebiliriz.

Günümüzde buna en yakın örnek teşkil edecek yapılardan birini söylesem belki şaşıracaksınız.

AVM’ler,

Herkesin ulaşarak para harcamasını özendirmek amacıyla tasarlanmış olduğunu düşünecek olsak bile herkesin aynı kapıdan girdiği, talep olduğunda (tekerlekli sandalye, çocuk arabası, vs.) erişilebilirlik desteği sağlanan, asansörleri geniş ve düz alanları (basamaksız), engellilere ve çocuklara göre tuvalet alanları bulunan, aile tuvaletleri ve çocuk altı değiştirme ve bebekler için emzirme mekânlarıyla özelleşen, hatta bazı mağazalarda bulunan hareket kısıtlılığı bulunanlara uygun değişim kabinleri bunlara örnektir.

E o zaman neden bütün kamu ve özel binalarımızı bu anlayışa göre yapmıyoruz ki?

Hatta konutlarımızı…

Hiç mi beceri kaybı olan tanıdığımız yok?

Yaşlanmayacağını iddia eden ya da yaşlanınca hareket kabiliyetini muhafaza edeceğini iddia eden var mı?

Onları evlerimizde, iş yerlerimizde misafir alamayacak mıyız?

Biz yaşlandığımızda ve engelli hale geldiğimizde ne olacak? Neler talep edeceğiz o zaman?

Bütün bu soruların cevabı evrensel tasarımdan geçiyor.

Engelliler biliyor derken kast ettiğim; onların bu tür ihtiyaçların net bir şekilde farkında olduğudur.

Çocukluk dönemini yaşayan herkesin hayatlarının bir döneminde gündelik yaşama katılımda bazı sorunlar yaşaması muhtemeldir. Özellikle yaşlılıkta kaçınılmazdır.

Dolayısıyla;

Herkesin Evrensel Tasarım ve hizmetleri biran evvel ısrarla talep etmelerinin zamanının geldiğini düşünüyorum.

Aşağıda örnekleri bulunan

Eşitlikçi Kullanım,

Kullanımda Esneklik,

Basit ve Sezgisel Kullanım,

Algılanabilir Bilgi,

Hata Toleransı,

Düşük Fiziksel Efor,

Yeterli Boyut ve Alandan oluşan Evrensel Tasarım İlkelerini barındıran tasarım çözümlerinin gündelik yaşamda insanın gereksinimlerini karşılayacağını ve kullanımlarını kolaylaştıracağını düşünüyorum. Üstelik planlanması, tasarımı, uygulanması hiç de zor ve maliyetli değildir.