23 yıllık bir eğitimci olan Sinan Gülşen, mesleğinin 18 yılını okul müdürü olarak sürdürdü.


TORPİLLE GELMEDİ
Okul Müdürlüğü görevine ‘öyle torpille falan’ gelmedi. 2003 yılında bu göreve gelirken hem de 7 yıl sonrasında tekrar girdiği yazılı sınavda ‘Türkiye derecesiyle ilde birinci olmuş’ bir isim. Okul müdürü olduktan sonra ‘Eğitim Yönetimi Teftişi Ekonomisi ve Planlaması’ alanında tezli yüksek lisans yaptı. Halen aynı alanda ‘doktora öğrencisi olan ve pedagojik formasyon programında ders vermekte olan’ bir okul müdürünün görevi 3,5 ay önce ‘mülakatta yeterli puan verilmeyerek’ sona erdirildi. Gülşen en son kentin en gözde eğitim kurumlarından Emine-Emir Şahbaz Bilim Sanat Merkezi’nin müdürlüğünü başarıyla yapıyordu. Şimdi atıl bir görevde. Odunpazarı Halk Eğitim Merkezi’nde yetişkinlere okuma-yazma öğretiyor. Adil olarak yapılan ‘tüm yönetici sınavlarında alnının akıyla’ çıkan Gülşen, ‘masa başında verilen komik puanlarla’ atıl bir göreve nasıl gönderildi? Yoksa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ‘yanlış olan bir işine imza atmadığı’ için mi yöneticilik görevi üzerinden alındı?
ZULÜM YAPILDI
Gülşen Türk Eğitim-Sen üyesi değil de ‘iktidar yanlısı sendika üyesi olsaydı’ ona bu yapılır mıydı? AK Parti ve MHP’nin son yapılan ‘seçimde ittifak yapmasına’ rağmen, başarılı bir eğitimciye ‘nasıl bu zulüm’ yapılır? MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak, ‘kendi siyasi görüşüne yakın’ bir sendikanın üyesi olan Gülşen’e yapılan bu zulümden haberi var mı? Varsa bu konuyla ilgili ‘AK Parti MKYK Üyesi Harun Karacan, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Nabi Avcı ve Emine Nur Günay ile’ görüştü mü? Veya bu ‘haksızlığın giderilmesi’ için Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a konuyu anlattı mı? "Biz ilişkileriyle değil, yeteneğiyle, becerisiyle bir yere gelmiş insanlar öne çıksın istiyoruz" diyen Selçuk, Eskişehir’deki başarılı bir yöneticiye yapılan haksızlık karşısında gerekeni yapmalıdır. Ne diyeyim, “Altın yere düşmekle pul olmaz.” Bugün mağdur edilen Gülşen’i yarın yine önemli görevlerde göreceğiz. Ölmez sağ olursak onu kendilerinden olmadığı için ‘yönetici görevini üzerinden alanların düştükleri halleri’ de göreceğiz...

YİNE ESKİŞEHİR BİRİNCİSİ OLDU

Yukarıdaki yazıyı 3 yıl önce “Başarıya Ceza” başlığıyla kaleme almıştım. Sinan Gülşen dönemin Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen’in Eskişehir Bilim Sanat Merkezini Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi’ne taşınması isteğini kabul etmediği için bu zulme uğradı. Bugüne kadar tüm görevlere hak ederek, alnının akıyla gelen Gülşen, kendisine buna reva geren liyakatsiz yöneticilere pabuç bırakmadı. Çünkü onlar gibi siyasi veya yandaş sendika desteğiyle bol kepçeden verilen puanlarla hiçbir yere gelmedi. Yine sınava girdi. ÖSYM’nin yaptığı müdürlük sınavında daha önceki gibi yine Eskişehir birincisi olarak kazandı. Son yapılan müdür atamalarında en yüksek puan Gülşen’deydi. 29 okuldan hangisini istese, müdür olabilirdi. Sinan Gülşen Odunpazarı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünü seçti. Üç yıl aradan sonra bileğinin hakkıyla bu kuruma müdür olarak atandı. Dönemin Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürünün talimatıyla Sinan Gülşen’e masa başında komik puanlar verenler; onun girdiği sınavda Eskişehir 1’ncisi olması ve Odunpazarı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne gelmesi karşısında yüzleri kızarmış mıdır? Hiç sanmam. Gülşen kendilerine zulüm yapanları eze eze yöneticilik hakkını aldı.

KOCA ADAMLAR YALAKALIKTAN KURTULDU

Ne yazık ki Eskişehir’de 7 yıl önce hayatında hiç yöneticilik yapmamış, iki koyunu güdemeyecek insanlar Odunpazarı’ndaki bir kahve köşesinde müdür yapıldı. Çok başarılı, liyakat sahibi okul müdürleri sırf yandaş sendikaya üye değil diye bir gecede yöneticilik görevleri üstlerinden alındı. Haksızlığa uğrayan bu eğitimciler tüm davaları kazanmalarına rağmen görevlerine geri dönemediler. Çünkü yandaş sendikanın güdümünde hareket eden dönemin Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen bu yargı kararlarının hiçbirini uygulamadı. Yaşadığı haksız muamele nedeniyle sağlığını kaybedip ölen eğitim yöneticileri de oldu. Hakan Cırıt Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü olduktan sonra yargı kararları uygulanmaya başladı. Cırıt gerçekten Eskişehir Mili Eğitimi’nde adaleti sağladı. 6 Ağustos’ta Milli Eğitim Bakanlığından istifa eden Ziya Selçuk yönetici değerlendirmelerinde sınav kazanma ve liyakat kriterlerini hayata geçirdi. O’nun sayesinde son süreçte herkes liyakat kriterleri doğrultusunda aldığı puanlarla yönetici olabildi.  Koca koca adamlar yandaş sendika başkanlarına yalakalık yapmak zorunda kalmadılar. Umarım yeni Milli Eğitim Bakanı bu konuda Ziya Selçuk’un yolundan gider. Milli Eğitim’de Selçuk öncesinde yapılan atamalarda olduğu gibi din bezirganlarının kul hakkı yemelerine müsaade etmez.

KENDİLERİNE SAHİP ÇIKMAM İÇİN KOŞACAKLAR

Üç yıl önceki yazımı;  “Ne diyeyim, ‘Altın yere düşmekle pul olmaz.’ Bugün mağdur edilen Gülşen’i yarın yine önemli görevlerde göreceğiz. Ölmez sağ olursak onu kendilerinden olmadığı için ‘yönetici görevini üzerinden alanların düştükleri halleri’ de göreceğiz” diye bitirmiştim. Gülşen mücadele edip, kazanarak beni haklı çıkardı. ‘Altın yere düşmekle pul olmaz’ sözünün ne kadar doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı.  “Bizim için liyakat değil, biat esastır” diyenler çok yakın süreçte ayarlarını bozdukları kantarda tartılacaklar. Onlar da ‘bize haksızlık yapıldı’ diye kendilerine sahip çıkması için Ayhan Aydıner’e koşacaklar. Ne diyeyim? “Bir yere nasıl gelirsen, öyle de gidersin.”

////////////////////////

////////////////////////

DÜNYA TARİHİ

En Yüksekte Akrobasi

1 Mayıs 1931. Empire State Binası’nın açılışında akrobatlar binanın en tepesinde akrobatik hareketler yapıyor.

////////////////////////

UNUTULMAZ REPLİKLER

“Korkak biri savaş alanını terk etmeden önce, itibarını terk etmelidir.” Bridge of Spies / Casuslar Köprüsü

////////////////////////

ÇİVİ

“Aydınlanma kişinin kendi aklını kullanmaya cüret etmesidir.” Immanuel Kant

////////////////////////

FIKRA

Şanslı Pizzacı
Fabrikanın patronu, müdürünü yanına alarak ani bir baskınla fabrika içinde personeli kontrole çıkar. Dolaşırken tembel tembel oturan bir genç görür ve çok sinirlenir.
– Haftalığın ne kadar senin?
– 1000 Lira efendim.

Patron cüzdanını çıkarır ve gence 1000 Lirayı uzatır.
– İşte haftalığın şimdi git bir daha gelme!
Genç 1000 Lirayı alır ve oradan gider.
Patron müdüre dönerek:
-Bu genç ne kadar zamandır burada çalışıyordu?

Müdür:
-O genç burada çalışmıyor efendim, yalnızca pizza siparişimizi getirmişti.