Ayaz, konuşmasında şunları söyledi: “Salgının artık neredeyse gündelik yaşamımızın tamamını etkilediği günlerdeyiz. Siyasi iktidarın, salgınla etkili mücadele etmek yerine ediyormuş gibi göründüğü tarihi bir döneme tanıklık ediyoruz. 17 Kasım 2020 tarihinde “Ekonominin çarklarını döndürmeye devam etmek mecburiyetindeyiz. Bilim insanlarının ve sağlık alanında örgütlü yapıların salgınla etkili bir mücadele gerekliliği vurgusu ve en az 14 gün tamamen kapanma önerileri karşısında açıklanan önlemlerin bu çağrılardan ve salgınla etkin mücadeleden çok uzakta olduğu görülüyor. Alınan tedbirler kapsamında okullarda da 4 Ocak tarihine kadar resmi ve özel öğretim faaliyetlerinin uzaktan devam edeceği açıklandı. Fakat bugün Milli Eğitim Bakanı Selçuk, 3 gün önce yapılan açıklamanın aksine, sanki salgın okulöncesini teğet geçecekmiş gibi 23 Kasım’dan itibaren resmi ve özel anaokulları ile anasınıflarında eğitim öğretimin kesintisiz bir şekilde 5 gün boyunca devam edeceğini duyurdu. Okulöncesi öğretmenleri eğitimci kimliklerini bir yana bırakıp onlara çocuk bakıcısı gözüyle bakıldığının anlaşıldığı bu kararı kabul etmiyorlar! Bu kararla özel öğretim kurumlarına sermaye akışının gözetildiği açıktır. Milli Eğitim Bakanı’nı bir eğitimci gibi düşünmeye, sermayenin çıkarlarını değil eğitim emekçilerinin ve çocuklarımızın sağlığını düşünmeye davet ediyoruz. Bütün öğretim kademelerinde salgınla mücadele kapsamında uzaktan eğitime geçilirken okulöncesi çağındaki çocukların sağlığını gözden çıkaran bu kararı kabul etmiyoruz! Özel öğretim kurumları ve çalışan aileler gözetilerek alındığını düşündüğümüz bu karardan sonra sormak istiyoruz; okulöncesi öğretmenleri çocuk bakıcısı mıdır? Okulöncesi öğretmenlerinin ilgilenmeleri gereken uzaktan eğitime devam eden çocukları sahipsiz midir? İçinde bulunduğumuz salgın koşullarının öznelliğini biliyoruz. Bu koşullarla etkin ve ciddi bir mücadele gereklidir. Günlük değişen kararlar, gözetilen sermaye grupları önceliğin halk sağlığı olmadığını açıkça gözler önüne seriyor. Yapılması gereken ebeveynlerden birinin ücretli izinli sayılmasıdır. Ayrıca uzaktan eğitim araçlarına ulaşamayan, ekonomik güçlükler yaşayan ailelere de ekonomik destekte bulunulmalıdır. Biz Eğitim Sen olarak okulöncesi öğretmenlerinin ve çocuklarının sağlığını hiçe sayan ve safını halk sağlığından yana koymayan bu anlayışı reddetmeye ve kamusal, halkçı, demokratik, bilimsel eğitim talebimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Editör: TE Bilişim