Anadolu Üniversitesi’ne 24 Haziran 2020’de Rektör olarak atandınız. 1,5 yıl önce nasıl bir Anadolu Üniversitesi devraldınız. 1,5 yıllık süreçte hayata geçirdiğiniz projeler neler?

Bir Eskişehirli olarak sunduğu nitelikli yükseköğretim hizmetleriyle dünyanın en büyük üniversiteleri arasında yer olan Anadolu Üniversitesi’ne rektör olarak hizmet ediyor olmak, benim için her şeyden önce gurur verici. Güçlü akademik kadrosu ve bu akademik kadronun yarattığı köklü birikim ile Üniversitemiz, eğitim, bilim, sanat ve kültür alanı başta olmak üzere, toplumumuza ve insanlığa katkı sunmak noktasında aslında bulunduğu konumun çok daha ilerisinde yer alacak bir potansiyele sahip bir üniversite. Bunun ve taşıdığım sorumluluğun bilincinde olarak göreve başladım. Geldiğimde biraz tedirgin, biraz gergin, biraz kapalı bir Üniversite buldum. Öncelikle bu havayı dağıtmam gerekiyordu. Fakülteleri tek tek ziyaret ederek, kendimi ve yönetim felsefemi anlattım. Bir yandan da onları tanımaya, anlamaya çalıştım. Temel felesefem, yönetimde ve karar mekanizmalarında ortak akıl ve katılımcılıktır. Bu nedenle, Üniversitenin birlikte karar verme mekanizmalarını oluşturmaya, var olanları da işlevsel hale getirmeye çalıştık. Şu ana kadar tüm senato ve yönetim kurulu toplantılarını fiilen yaptık, her bir üyemize gündeme madde ekleme hakkı verdik, bütün dekan ve müdürlerime de kurul toplantılarını fiilen yapmalarını, üyelerin önüne, önceden alınmış kararları imzaya sunmamalarını önerdim. Her fakülte ve birimden temsilcilerin yer aldığı, Mevzuat Komisyonu, Eğitim Komisyonu, Kalite Komisyonu, Atama ve Yükseltilme Komisyonu gibi, bir üniversitenin kurumsallaşmasını garanti altına alan kurul ve komisyonları işlevsel hale getirdik. Bu tür komisyonlara idari personel, araştırma görevlisi ve öğrenci temsilcilerini de dahil ederek, tüm iç paydaşların kararlarda söz sahibi olmalarını sağladık. Yine, hem şehrimizin hem de ülkemizin önde gelen sanayicileri, eğitimleri ve iş insanlarından ve mezunlarımızdan oluşan Anadolu Üniversitesi Danışma Kurulu’nu kurduk ve ilk toplantımızı yaptık. Böylelikle gelecekte kararlarımıza dış paydaş görüşlerini de katarak ilerleyeceğiz. Hem örgün hem açık ve uzaktan eğitimde, başta uluslararasılaşma noktasındaki hedeflerimizi gerçekleştirmek için çok ciddi bir mesai içerisine girdik. Ne mutlu ki bu mesaimizin karşılığını da aldık. Bugün Anadolu Üniversitesi olarak 11 yeni ülkede daha gururla bayrağımızı dalgalandırıyoruz. Yabancı öğrenci sayımızı nerdeyse iki kat yukarı taşıdık.  Üniversitemizi uluslararası sıralamalardan daha üst sıralara taşımak için de yoğun bir mesai içeresindeyiz. Bilimsel Araştırma Projelerine olan destek miktarını iki katına çıkardık. Yine bu alandaki çalışmalarımızı desteklemek için iki yıldır gerçekleştirilmeyen Akademik Başarı Ödülleri törenimizi gerçekleştirerek, bilimsel yayınları ile insanlığın ortak refahına katkı sağlayan akademisyenlerimize ödüllerini takdim ettik.Bir yandan da fiziksel altyapımızı güçlendirme çalışıyoruz. Halen kullanılmayan eski Mavi Hastaneyi restore ederek, Yabancı Diller Yüksekokuluna çeviriyoruz ve yakında 2 Eylül kampüsündeki hazırlık öğrencilerimizi kampüsümüze alacağız. Yine kullanılmayan eski Mimarlık ve Tasarım Fakültesini restore ederek, uluslararası öğrenci sayımız ikiye katlandığı için, Türkçe Öğretim Araştırma ve Uygulama Merkezini buraya taşıdık. Uzun zamandan beri kullanım dışı olan Kapalı Yüzme Havuzunu tamir ettirdik ve yakında açıyoruz. Yine uzun zamandır kullanım dışı olan Kapalı Spor Salonunun yıkılıp yeniden yapılması ve açık çim saha ve tribünlerin rehabilitasyonu için, Gençlik ve Spor Bakanımızdan söz aldık. Eskiyen teknolojik altyapımızı yenilemeye çalışıyoruz. 2022 yılında, oldukça yıpranmış durumda olan binalarımızın güçlendirme ve tamiratlarına devam edeceğiz.

YKS sınavına göre Türkiye derecesi almış olan öğrencileri Üniversitemize çekebilmek için, Üstün Başarı Bursları başlattık. Yine özel yetenek sınavı ile öğrenci alan bölümlere derece ile giren öğrencilerimiz ile üniversitemizi seçen milli sporcular ve üstün başarılı uluslararası öğrencilere de burs sistemini başlattık. Bu kapsamda üniversitemize yerleşen başarılı öğrencilerimize bilgisayar, konaklama, alanlarındaki önemli uluslararası etkinliklere katılım ve yemekhanemizde ücretsiz yemek imkanları sağlıyoruz. Bunu dışında sadece geçen yıl eğitim, bilim ve kültür alanında ülkemize katkı sağlayacak 244 protokole kamu ve özel sektör temsilcileri ile birlikte imza attık. Yine Yunus Emre ve Türkçe yılında şehrimizin büyük ozanı Yunus Emre’yi anmak ve anlatmak noktasında birçok projeyi hayata geçirdik. Bilim, kültür ve sanat alanında düzenlediğimiz sayısız etkinlikle de başta şehrimiz olmak üzere ülkemizin sosyal yaşamına yeni değerler katmaya devam ettik. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle, yakında müjdesini vereceğimiz, Eskişehir ve ülkemize büyük katma değer sağlayacak bir projeyi daha hayata geçireceğiz.


 

Siz gelmeden önce Anadolu Üniversitesi’nde çalışanlar huzursuz ve mutsuzdu. Şu anda huzurlu ve mutlular. Bunu nasıl başardınız?

“Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü” sözünü çok severim. Aslında tek yaptığım, tüm çalışanlarımıza değer vermek ve değer verdiğimi onlara hissettirmek oldu. Ayrım gözetmeksizin, pozisyon ve kadro gözetmeksizin, her bir çalışanımızın büyük Anadolu resminin bir parçasını oluşturduğu bilinciyle onlara yaklaştım. Ama zaman içinde, yaptığı yayınla, yazdığı kitapla, yürüttüğü proje ile üniversitemizi bir adım öne taşıyanlara pozitif ayrımcılık yapacağımı söyledim, yaptım ve yapıyorum da. Birçok üniversitede çalıştım ama Anadolu Üniversitesi, çalışanların kurumsal aidiyetinin çok yüksek olduğu bir üniversite. Bu nedenle, Üniversitemizin iyiliği için önerdiğimiz her projeye destek buldum. Bu nedenle onlar da mutlu, ben de çok mutluyum.

Anadolu Üniversitesi’nin ülkemize kazandırdığı Açık Öğretim Sistemi’nde Dünya’da yerimiz nasıl? Bu sistemle ilgili görüşleriniz neler?

Hem eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, hem de her bireyin yaşam boyu öğrenme deneyimini sürdürebilmesi için Açıköğretim Sistemimizin sunduğu olanaklar hayati bir öneme sahip. Örgün eğitimde olduğu gibi, üniversitemizin açık ve uzaktan eğitim alanında da dünyayı takip ederek, hatta birçok alanda çağın gerekliliklerini öngörerek bu alandaki öncü olma misyonunu sürekli devam ettirmesi için de önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Temel hedefimiz çağdaş iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi ve bu teknolojilerin eğitim alanında yarattığı dönüşümlere hızla uyum sağlayarak bireysel öğrenme süreçlerini sürekli güncel ve dinamik tutan bir Açıköğretim Sistemi yaratmak. Bu alandaki köklü birikim ise, bizim en önemli avantajımız. 40 yılı bulan deneyim ve tecrübemiz ile açık ve uzaktan eğitim veren dünya üniversiteleri içinde öğrenci sayısı itibariyle üçüncü büyük üniversiteyiz. Bu yıl küresel ölçekte rekabet gücümüzü arttırmak için Güney Afrika, İran, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Lübnan, Özbekistan, Senegal, Sudan, Uganda ve Ürdün olmak üzere toplam 11 yeni ülkeye daha nitelikli yükseköğretim hizmetleri sunmaya başladık. Yine bu yıl ikisi İngilizce olmak üzere üç yeni lisans programı ve iki yeni ön lisans programı açtık. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesinde 57 üyesi bulunan İslam Dünyası Sanal Üniversiteler Ağı (CINVU) 2. İcra Kurulu Toplantısı, Üniversitemizin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Yine Anadolu Üniversitesi'nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Uzaktan Eğitim Üniversiteleri Birliği (EADTU) Rektörler Toplantısında Avrupa'dan 28 üye üniversitenin rektörleri ile bir araya geldik.  Her iki toplantıda üye üniversiteler ve ülkeler arasında akademik araştırma ve teknolojik iş birliklerinin geliştirilmesi anlamında çok verimli geçti.

Anadolu Üniversitesi bilimsel makale ve çalışmalar konusunda durumu nasıl? Bunun daha da geliştirilmesi için çalışmalarınız var mı?

Stanford Üniversitesi’nden Jeroen Baas, Kevin Boyack ve John P.A. Ioannidis tarafından 190 bini aşkın bilim insanının değerlendirilmeye alındığı ve dünyanın en etkili bilim insanlarını tespit edildiği çalışmada, üniversitemiz üyeleri hem “kariyer boyu etki” hem de “yıllık etki” kategorilerinde yer alarak bu yılda çok önemli bir başarı gösterdiler. The AD Scientific Index’in 2021 verilerine göre 12 alanda yapılan toplam H- Index değeri sıralamasında, 7 öğretim üyemiz de listenin Türkiye genelini kapsayan bölümünde 12 ana kategori içerisinde ilk 50 de yer alma başarısını gösterdi. Aynı sıralamada bir öğretim üyemiz, Türkiye’deki üniversiteler arasında ilk 100, dünya genelinde bölgesel olarak ise ilk 10 bin bilim insanı arasında yer aldı. Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası buluş fuarı olan 6. İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı’nda, Anadolu Üniversitesi öğretim üyeleri çalışmaları ile 2 Gümüş ve 1 Bronz madalya almaya hak kazandı. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülleri kapsamında Sosyal ve Beşerî Bilimler alanında birincilik ödülü de üniversitemiz öğrencisine geldi. Tabii ki Üniversitemizi bu alanda daha üst sıralara taşımak istiyoruz. Bu anlamda oluşturduğumuz bir komisyonumuzun var. Komisyonumuz, bu alandaki başarımızı daha yukarıya taşımak noktasında çalışmalar yürütüyor. Yine farklı üniversitelerle birlikte özellikle uluslararası ortak projeler yürütmek noktasında da iş birlikleri oluşturmaya da başladık.  

Eskişehir’deki kurumlarla aranızdaki diyaloglar nasıl?

Şehrimizin üniversiteleri başta olmak üzere Eskişehir’in tüm kurumları ile güzel bir diyalog içeresindeyiz. Bu anlamda göreve başladığım ilk günden itibaren güzel bir uyum yakaladık. Ülkemiz ve şehrimiz ortak paydasında, kurumlarımızla güzel bir sinerji oluşturduk. Şehrimizin üç üniversitesinin birlikte gerçekleştirdiği Tercihim Eskişehir platformu, bu yıl da yüzbinlerce öğrenciyle buluştu. Yunus Emre ve Türkçe Yılı kapsamında da başta Valiliğimiz olmak üzere tüm kurumlarımızla üst düzey bir koordinasyon içerisindeydik. Birlikte sayısız organizasyona imza attık. Valiliğimizle iş birliği içeresinde gerçekleştirdiğimiz ve başta Afyonkarahisar ve Kütahya olmak üzere diğer illerden de katılımın olduğu, “Bütünleşik Bölgesel Kalkınma Aracı Olarak Frigya Jeoparkı Arama Toplantısı” üst düzey bir katılımla gerçekleştirildi ve bu toplantıda Frig Vadisi’ne kurulması planlanan jeoparkı tüm yönleriyle ele aldık. Üniversite olarak şehrimiz ve ülkemize katkı sağlayacak her türlü alanda şehrimizin tüm kurumları ile diyaloğa açığız ve bunu geliştirerek sürdürmeye de devam edeceğiz.

Üniversitenin akademisyen sıkıntısı var mı?

Üniversitemiz alanında yetkin ve nitelikli bir akademisyen kadrosuna sahip. Bu anlamda çok güçlü bir akademisyen kadromuz olduğunu ve çok talep gören bir üniversite olduğumuzu da belirtmeliyim. 2021 yılında 28 adet doçentimizi profesörlüğe, 37 adet Dr. Öğretim Üyemizi doçentlik kadrosuna atadık. Toplam 19 adet Dr. Öğretim Üyesi, 9 adet öğretim görevlisi ve 29 adet araştırma görevlisi ataması yaptık. Bu yönüyle Üniversitemizin akademik kadrosu daha da güçlendi.

Üniversite de açılacak yeni bölümler var mı?

Üniversitemiz bu yıl örgün eğitimde yüzde 100,56 doluluk oranlarına ulaşarak bir rekor kırdı. Yine lisans ve lisansüstü örgün eğitimde üniversitemizi tercih eden yabacı uyruklu öğrenci sayısı bu yıl iki katına yakın arttı. Açık ve uzaktan eğitimde ise 39 ülkede faaliyet gösteren Türkiye’nin en büyük eğitim ihracatçısı konumundayız. Anadolu Üniversitesi tüm yönleriyle küresel bir üniversite. Bu anlamda hem ülkemizde hem küresel ölçekte ortaya çıkacak sektörel ihtiyaçları öngörerek hareket eden dinamik bir üniversiteyiz. Geçen yıl bu ihtiyaçları öngörerek örgün eğitimde iki (Psikoloji lisans programı ve Adalet önlisans programı), açıköğretimde beş yeni program (Görsel İletişim Tasarımı, İngilizce İktisat, İngilizce Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi lisans programları ile Bilgisayar Programcılığı ve Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği önlisans programları) açtık ve tüm kontenjanlar doldu. Bu kapsamda düzenli aralıklarla akademik birimlerimiz hem mevcut programlarımızı iyileştirmek, güçlendirmek noktasında hem de açılacak yeni programlar noktasında ilgili kurullarımızla toplantılar gerçekleştiriyor. 2022-2023 Eğitim Öğretim yılında Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik programına öğrenci almaya başlayacağız. Gelecek yıllarda özellikle başta yüzde yüz İngilizce programlar olmak üzere ülkemizin eğitimine daha fazla katkı sağlayacak yeni programlar açmak noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Anadolu Üniversitesi’nin yıllardır önemsediği URAYSİM Projesi’nde son durum nedir?

Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın Eskişehir'den ilan ettiği Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi, ülkemizin vizyon projelerinden bir tanesi. Ülkemize ve Eskişehir’e büyük katma değer yaratarak adeta çağ atlatacak bu projeyi mutlaka hayata geçireceğiz. Bu anlamda bu projeyi hayata geçirmek noktasında tüm Eskişehir’in aynı heyecanı duymasını istiyorum. Çünkü URAYSİM bu şehirde yaşayan herkesi doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren bir proje. Eskişehir için büyük önem taşıyan “Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi” (URAYSİM) Projesi hakkında, geçtiğimiz aylarda Avrupa Raylı Sistemler Kümeler Birliği, ERCI'nin üyesi olan Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi (ARUS) ile geniş kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildik. Yine Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank ile bir araya gelerek oldukça verimli toplantılar gerçekleştirdik. Ülkemize büyük katma değer sağlayacak ve raylı sistemler alanında şehrimizi bir merkez haline getirecek URAYSİM için biz çalışmalarımızı kararlıkla sürdürmeye devam ediyoruz.

Yunusemre kampüsünde bir üniversite öğrencisi olsaydınız, kurumun nasıl bir rektör tarafından yönetilmesini isterdiniz?

Vizyon sahibi, iyi eğitimli, bilimsel niteliği yüksek ve öğrenciye değer veren bir rektör ideal olur sanırım.

Hayatınızdaki kırılma anı neydi?

Hayatımın kırılma anı, yurtdışı eğitim bursunu kazanarak İngiltere’ye gitmem olmuştur.

Hayatta hiç keşkeleriniz oldu mu?

Bazen keşke iktisat eğitimini Ankara yerine, İstanbul’da alsaydım.

İyi ki bunu yaptım dediğiniz şeyler neler?

İyi ki iktisatçı olmuşum, iyi ki akademisyen olmuşum.

En son ne zaman ağladınız?

Sanırım yaşlanıyorum zira epey duygusal oldum. Hem mutlu anlarda hem hüzünlü anlarda ağlamaklı oluveriyorum.

Hayatta en mutlu olduğunuz an neydi?

Sanırım doçent olduğum andı. Boğaziçi Üniversitesi’nde sözlü sınava girmiştim. Sınav sonucu söylendikten sonra, İİBF binasından koşarak bahçeye fırladığımı hatırlıyorum.

Hobileriniz neler?

Film izlemek, müzik dinlemek, doğal, tarihi ve kültürel yerleri gezmek

En son okuduğunuz kitap hangisidir? En sevdiğiniz müzik ve yemek neler?

Son okuduğum kitap, Güler Sabancı’nın “Bir Üniversite Var Ederken” kitabı. Çalıştığım birçok üniversitede pek çok kere ben de kuruculuk yaptım ama bu kitapta, bir Üniversite kurmanın ve yürütmenin ne kadar önemli bir iş olduğunu, hiçbir detayın atlanmaması gerektiğini zira kuruluşta koyulan her tuğlanın geleceği şekillendireceğini bir kez daha anlamış oldum.

Her türlü müziği ve özellikle Türk Sanat Müziğini çok severim.

Pek yemek ayırt etmem ama zeytinyağlı yemekler favorimdir.

Editör: TE Bilişim