Ülkemizde ÖSYM’nin yaptığı sınavlara yılda10 milyon aday girdiğini hatırlatan Alkan, açıklamasına şu şekilde devam etti: "MEB’in yaptığı sınavları da dikkate aldığımızda, hemen her yıl 15 milyon aday sınavlarda yarıştırmaktadır. Bu sayıya  bir de 20 milyona yakın aileyi eklersek ülkenin neredeyse yarısı sınav kolik olmaktadır. Bu sınavlar ülkesinde kaybeden öğrencilerimiz olmakta kazananlar ise büyük sınav endüstrisi olmaktadır. O yüzden sınav endüstrisi ve işin rantını kazanan özel eğitim kurumları MEB üzerinde baskı aracı haline gelmiştir.Pandemi koşullarında sınav dayatması kabul edilemez. Bu ülkenin yarınlarını heba edemeyiz. Eğitim Sen olarak bir kuşağı kurtarma mücadelesini vermekteyken, MEB bürokratları ne yapmaktadır? MEB, Kovid-19 salgınının eğitimi ve günlük yaşamı doğrudan etkilediği bir dönemde, Liselere Geçiş Sınavı (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) gibi merkezi sınavlarının kapsamında bir değişiklik bulunmadığını ve öğrencilerin bütün müfredattan sorumlu olacağını duyurarak bir skandala daha imza atmıştır. Pandemi koşullarında eğitim öğretimin bütün eksikliklerine rağmen uzaktan yapılmaya çalışıldığı, çok sayıda öğrencinin uzaktan eğitime erişiminde ciddi sorunlar yaşandığı bir dönemde, LGS ve YKS gibi sınavların kapsamında değişiklik yapılmayarak öğrencilerin bütün örgün eğitim müfredatından sorumlu tutulması kabul edilemez. Özellikle LGS bu koşullarda anlamsız ve adaletsizlik yaratan bir sınav olmuştur. Aslında yüzde 10 a girmek için öğrencilerin ve velilerin hayatlarını çalan sınavı kaldırmak için bütün koşullar oluşmuştur. Adrese dayalı, özel okullar ile kamu okulları arasındaki makası daraltan bir sistem uygulanmalıdır. Diğer yandan öğrencilerin uzaktan eğitime erişimde çok ciddi sorunlar yaşadığı bilinmesine rağmen, hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün değildir. Yüz yüze eğitimle kıyaslanamayacak kadar dar ve sınırlı olanaklarla yapılan uzaktan eğitimde ve canlı derslerde, bilgisayarı, interneti ve hatta televizyonu olmadığı için derslere katılamayan öğrencileri yok sayarak, öğrencileri bütün müfredattan sorumlu tutmak tam bir sorumsuzluktur. Eğitim Sen, kurulduğu günden bu yana sınav merkezli eğitime de, öğrencileri elemeye, yarıştırmaya ve yoksulları, dezavantajlı grupları sistemin dışına iten eğitime karşı mücadele etmiştir. Temel yaklaşımı bellidir; Her öğrencinin istediği okul türünde ve okulda eğitim alma hakkını savunmuştur"

Editör: TE Bilişim