Eğitim şart diyoruz. Cehalet diz boyu diye hayıflanırken çözüm odaklı değiliz toplum olarak. Madem Atatürkçü nesil yetiştirmek lazım o zaman ilkokuldan başlamalıyız Nutuk okutmaya. Her sınıf seviyesine göre sadeleştirerek okutulup anlaşılması sağlanmalı sağlam bir gençlik, sağlam bir gelecek için.

Zaten şimdi bunu bugünün tarihiyle yapmak istersek tam tamına 16 sene sonra ilk sonuçları alırız. Gelişmekte olan bizim gibi ülkeler için çok uzun bir süre.

Her okula öğrenci sayısına orantılı olarak Psikolog, Pedagog veya PDR uzmanı atanmalı diye düşünüyorum. Her öğrenci kendi kişisel kabiliyet ve isteklerine göre eğitiminin şekillendirilmesi hakkına sahiptir. Çocuğun içindeki yaratıcılık yeteneğini iyi keşfedersek, yüksek başarılı sonuçlar alırız. İsteği ve kabiliyeti, ilgisi yönünde eğitilirse mutlu ve başarılı olur. O zaman üretim daha çok ve daha kalıcı ve hatta daha bereketli olur. Çünkü sevgisini katmıştır.

Eğitimi güçlendirmek için elbette ki, en önce eğitimciyi güçlendirmek gerekir. Öğretmenlerin kendini geliştirmesi ve bilimsel çalışmalarda başarılı olması için gereken tüm destek verilmeli. Bunu öncelikle ekonomik olarak yapmak gerekir. Öğretmenin maddi kaygısı olmamalı. Her öğretmen branşı ve kabiliyeti çerçevesinde yurt dışında eğitimlere gönderilmeli. Sürekli geliştirilmeli desteklenmelidir.

Her mahallede öğrenci sayısına göre eksik olan eğitim yerleri tamamlanmalıdır. Eksik olan lise ya da ilkokul, ortaokul hatta anaokullarının inşaatının hızlandırılması çözümün en önemli parçasıdır. Çocuklar en sert iklim şartlarında çok kısa sürede okuluna ulaşmalıdır. Tabii ki devlet öğrencisinin tüm ihtiyaçlarını da karşılamalıdır. Devlet çocuklara en iyi şartları sunacak ki; o çocuklar yıllar sonra bu devlete hizmet etsinler. Sonra beyin göçü arttı diye hayıflanmamak lazım.

Her öğrencinin sanatın bir koluyla ilgilenmelidir. Buna fırsat yaratmalı ve güzel sanatlar, müzik ders saati arttırılmalıdır. Sanata kabiliyetli çocuklar tespit edilmeli bu yönde yüksek kalitede eğitim almasının önü açılmalıdır. Ülkemizde dünyaya büyük sanat eserleri bırakacak çok kabiliyetli çocukların olduğuna eminim.

Ve mutlaka her şey uzmanların gözetiminde sınavla olmalı.

Liyakat en önemli kural olmalıdır. Bir kurumun başına o işten anlayan ve o kurumu geliştirecek yöneticiler atanmalıdır.

Şimdinin çocuklarını iyi eğitmek lazım. Bu çocuklar yarının milletvekili, bakanı ve hatta cumhurbaşkanıdır. Sanattan anlamayan bir cumhurbaşkanının ya da hesap kitap bilmeyen bir ekonomi bakanının verebileceği zararı tahmin ediyor musunuz?

Sonra birileri gelir kendi envanterine seni KATAR….