Ben Yılmaz Büyükerşen yerine olsam, yani Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olsam ne yapardım acaba? diye düşünüyorum kaç gündür. Kalabak Su damacana sıkıntısı ve sonrasında yaşananlar, hele bir de buna şu iki tane minibüsün süslenerek Eskişehir sokaklarına salınması konusunda? Ben olsam ne yapardım?

Kalabak Suyu anında özelleştirirdim. Kalabak Su dağıtımı ve satışı nedeniyle ESKİ’nin yıllık ortalama kazancını hesaplar ve onun üzerinden belli bir müemmen bedel belirler ve ihaleye çıkardım. “Beni, belediyemi ve de partimi” yıpratacakları bir noktayı anında mühürlerdim. Peki, bu şehrin ve Eskişehirlilerin lehine mi olurdu? Hiç sanmıyorum. Birincisi, Kalabak Su dolumu ve satışından para kazanacak kişi, kurum ya da şirket ikiye çıkacak. Hem ESKİ kazanacak, hem özelleştirmeyi alan firma.  Ne olacak o zaman? Biz 12 litrelik Kalabak Suyu sizce 5 liradan almaya devam edecek miyiz? Bu size mantıklı geliyor mu? Büyükşehir Belediyesi ve ESKİ, ihale şartnamesini, işletim, fiyat, garanti, ihmal ve sürecin eskisinde olduğu gibi aynen sürdürülmesi konusunda gerekli kuralları koyacak ve ihaleye çıkacak. Ve diyecek ki, şu koşullarda şu kadar yıl kiralıyorum. 19 mu, 29 mu, 49 mu, onu bilmem.

İhale yapılacak, eminim işletmeyecek olsa da, sırf Kalabak Suyunu ortadan kaldıracak firmalar ihaleye girecek ve bir şekilde olay bağlanacak. İhaleyi alan firma muhtemelen, Kalabak Su satıp para kazanmak derdinde olmayacak. Onun derdi Kalabak Su markasını Eskişehir’den silmek, yok etmek olacak. Fiyatlarla oynayacak, kaliteyle oynayacak, dağım sistemiyle oynayacak. Ve Kalabak Suyu bitirmek için elinden geleni yapacak. Çünkü kendi markasının egemenliği ona, her şeyden daha çok kazandıracak.

Şimdi bu bir teori. Yani akıl yürütme. Böyle bir özelleştirme hamlesi yapılırsa, çok daha farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Çıkmayabilir de. Daha kötüsü de olabilir.

İşte o zaman bence, Eskişehirlilerin yapması gereken başka bir şey olacak. Tamam, hatalar zinciri, kusurlar zinciri, ihmal şu, bu. Biz bugün böyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Belki de bu sıkıntı bir süre daha canımızı sıkacak. Peki, özelleştirme mekanizmasının devreye girmesiyle, Kalabak Su ve dağıtım sisteminin tamamen özel sektörün eline geçmesine, tamamen serbest piyasa koşulları dediğimiz sistemin emrine girmesine izin verecek miyiz? Bugün Kalabak Suyuna yüzde bilmem kaç zam yapıldığında karar veren mercii yerden yere vuruyoruz ya, o zaman aynı şeyi özel sektör için yapabilecek miyiz? Şu an X özel su dağıtım firmasının fiyatlarında yaptığı düzenlemeye gıkımızı çıkarmak gibi bir hakkımız var mı? En çok yapabileceğimiz almamak. Firmanın argümanı da öyle, “pahalı geliyorsa alma…”

Kalabak Su, dolum, satış ve dağıtım modeli, aslında tüm ülkeye örnek olması gereken çok önemli bir örnek. Hani hep söyleniyor ya, ESKİ Kalabak Sudan yılda 110-120 milyon para kazanıyor. Evet kazanıyordur. Ama kazanan kim? Lütfen buradaki cevaba dikkat edin, kazanan kamu, yani halk. ESKİ kazandığı 120 milyon lira ne yapıyor dersiniz? Birileri alıp evindeki kasasına mı koyuyor, birileri götürüp bankadaki hesabını yatırıyor? Eninde sonunda dönüp dolaşıp, halka geliyor.

Onun için benim düşünceme göre, Kalabak Su yalnızca Kalabak Su değil. Alıp kullanan için belki öyle. Ancak hem Eskişehir, hem Eskişehir ekonomisi ve Eskişehir’e dönen proje, hizmet ve yatırımlar açısından çok farklı anlamları var.

Bizim, yani Kalabak Su kullanan her Eskişehirli için, Kalabak Suya ödenen damacana bedeli, aslında Eskişehir’in kasasına aktarılan para. Kendimiz için, kendimize aktardığımız para.

O yüzden gereksiz tevatürlere hiç gerek yok bence. Kalabak’ın kazandığı para, Eskişehir’in kazandığı para. Denklem bu kadar basit.