NİHAVENT

Merhabalar herkese, iyi bir hafta sonu diliyorum.

Bugün sizlere benim de içinde yetiştiğim amatör korolardan bahsedeceğim. Amatör koroların Türk Musikisi üzerindeki etkisini aktarmaya çalışacağım. Eğer bu dönem karantina dönemi olmasaydı birçok amatör koroları sezon sonu konserlerinde zevkle izleyeceğimizi hatırlatmak isterim.

Amatör korolar Türk Musikisinin gelişimi için çok önemli unsurlardır. Hepimizin bildiği üzere milli kültürümüzün aktarılmasında en önemli unsurlardan biri musikidir. Bu musiki ise amatör ruhla başlar. Birçok farklı alanlarda eserler zamanla unutulmaya yüz tutsa bile musiki unutulamaz. Çünkü bu alanda hiçbir bilgi düzeyine ulaşma şansı olamayanları da içine alan ve aydınlatan bir kültür taşıyıcısıdır. Geçmişte musiki ile en küçük bir temasta bulunanlar asla bunun etkisinden kurtulamazlar.

Türk kültürünün ve ülkemizin tanıtımında musikinin çok büyük bir rolü olduğunu hatırlatmak isterim. Geçmişten bugüne nasıl kültür aktarımı olduysa bundan sonra da daha güçlü şeklide bu aktarımı yapacaktır.

Önce koro ne demek, nasıl oluşmuş bunu inceleyelim.

Koro” kelimesinin kökeni eski Yunan kültürünün en önemli lehçelerinden biri olan “İonien” lehçesindeki “khoreia – horus” kelimelerinden türemiş olan “Khoros” kelimesinden gelmektedir. Latince’de; “chorea”, sonraları “chorus”, İtalyanca’da; “coro”, İngilizce’de; “chorus”, Fransızca’da; “Choeur”, Almanca’da “chor”, İspanyolca’da “coro”, olarak ifade edilen “koro” teriminin dilimize 19.yüzyılın ikinci çeyreğinde “Mızıka-i Hümayun’’ daki İtalyan müzikçiler yoluyla girdiği kabul edilebilir. Önceleri el ele tutuşup dans eden daha sonra da bugünkü anlamda şarkı söyleyen topluluklara bu ad verilmiştir.

Geleneksel Türk Sanat Musikisi öğretimi ve aktarımı bundan yaklaşık yüz yıl öncesine kadar meşk yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. MEŞK, her ne kadar musiki ile ilişkili gibi görünse de esasen hat sanatından ödünç alınmıştır. Hat sanatında hocanın öğrencisine verdiği yazı örneğini defalarca çalışarak ve taklit ederek çalışır. Eksik ya da yanlışı hoca gösterir ve sabırla uzun uğraşlar sonucu kendi stili ve tavrı ile hat ustası olmaya doğru gider. 16.yy. da BABÜRNAME adlı eserde MEŞK kelime olarak müzik öğrenme anlamında kullanılmaya başlanmıştır.

Meşkin amacı eserlerin unutulmaması ve bir sonraki nesile aktarılmasıydı. Bunu hoca ve küçük bir grup öğrencisi ile birebir yani ‘’meşk-i hususi’’ ya da daha kalabalık toplulukta ‘’meşk-i umumi’’ ile yaparlardı. Nota yazımı çok gelişmediği için genel olarak usul vurularak ve ezberletilerek eser geçilirdi. Aslında bu da çeşitlilik ve tavır olarak geniş bir yelpaze sunsa bile çoğu eserlerin yıllar sonra farklılıklar göstermesine de sebep olmuştur. Eskiden bu eğitimler mehterhane, Mevlevihane, Enderun ya da özel meşkhanelerde yapılırdı. İşte günümüzde bunların yerini amatör koro toplulukları almıştır.

Eskişehir’de benim de içinde bulunduğum ve naçizane kurucu şefliğini üstlendiğim Odunpazarı Kent Konseyi Türk Sanat Müziği korosu gibi onlarca sanat ve halk musikisi koroları var. Bu korolardan yetişen bir çok sanatçı arkadaşımız hem konservatuar hem devlet koroları ve de TRT bünyesinde profesyonel sanat hayatlarına devam etmektedir.

Amatör korolarımıza hem yerel izleyici kitlemizin hem de belediyelerimizin ve kent konseylerimizin sahip çıkması musikimizin gelişimi ve aktarımı için çok önemli bir unsurdur. Ben buradan kendilerine ayrıca çok teşekkür ederim.

Sevgili hemşehrilerimiz, amatör koro konserlerimizde bizleri yalnız bırakmayarak tüm sezon boyunca verilen emekleri alkışları ile taktir ederek büyük motivasyon kaynağı oluşturmuş ve yeni projeler içinde cesaret vermiştir. En kısa zamanda normalleşmenin sağlanmasını ve tekrar güzel konserlerde buluşmayı diliyorum.

Saygılarımla,